Catherine Anahid Berberian
4 Temmuz 1925’te, Amerika Birleşik Devletleri’nin Massachusetts eyaletine bağlı Bristol ilçesinin bünyesindeki Attleboro’da dünyaya gelen, 6 Mart 1983’te Roma’da vefat eden CatherineAnahidBerberian’ın müzik anlayışı analize tâbi tutulmaya çalışılırken, Çağdaş Klasik Batı Müziği ‘ne odaklı bir parantez açılması gerekir çünkü Berberian, bu müziğin kompozitörleriyle çalışarak ismini kitleselleştirmiştir.
Arada, ClaudioGiovanniAntonioMonteverdi ve Philip, Prince of Eulenburg gibi, kendilerine Klasik Batı Müziği başlığı altında yer verilebilecek isimlerin eserlerini seslendirse de, Berberian daha çok, Çağdaş Klasik olmakla kalmayıp avangard bir alan açan kompozitörlerin eserlerini önemsemiştir. Zaten bu müzik türü yerini sağlamlaştırmasını avangarda sıcak bakan ve onun izini sadece yenide değil, eskide de süren kompozitörlere borçludur.
Müziğe, Ermeni Halk Müziği ve Dansının yanında operayla da canciğer kuzu sarması olarak adım atan, Columbia Üniversitesi’nde tiyatro ve müzik dersleri alan Berberian için 1948 dönüm noktasıdır çünkü operanın kalburüstü sopranolarından Marya Freund’un rahle-i tedrisinden geçmiştir.
İtalya’nın kıymeti es geçilemeyecek opera sanatçılarındanGiorgina del Vigo’dan şan dersleri alan Berberian’ın bir diğer dönüm noktasında; MarcelProust ve SamuelBeckett gibi kalemlerin müzikteki versiyonu olarak görülebilecek John Cage vardır. Cage, deneyselliği baş tacı etmiş bir kompozitördür ve bu girişiminin arka planını sadece kompozitörlerden değil, adları anılan edebiyatçılardan etkilenerek hazırlamıştır.
Cage’in eserlerini zaafa saplanmadan seslendirince methiye yağmuruna tutulan Berberian’ın üçüncü dönüm noktasında, deneyselliği Elektronik Müzik’le buluşturan LucianoBerio vardır.
Milano Konservatuarı’nda öğrenciyken tanıştığı Berio’yla nikâh masasına oturan Berberian, onun hem çalışma arkadaşı hem de esin perisi olmuştur.
Berio’nun kendisine ithaf ettiği eserlerle insan sesinin enstrüman gibi kullanılabileceğini, dinleyicilerine gösteren Berberian, aynı zamanda, elektronik sesleri taklit ederek vokal kavramına farklı bir boyut kazandırmıştır.
Onun nazarında vokal, düz bir çizgide ilerlememeli, dinleyicinin beklemediği anda; inleme, hırlama, pıskırma, ciyaklama gibi tuhaf karşılanabilecek sesleri de çıkarabilmelidir.
Vokalin böyle bir yolda ilerleyerek sesini ve dolayısıyla müziği zenginleştireceğini düşünen Berberian; SylvanoBussotti, HansWernerHenze, William Walton, Igor Stravinsky, Kurt Weill gibi Çağdaş Klasik Batı Müziği kompozitörlerinin eserlerine sıklıkla hayat verince, bu müziğin biricik vokalisti olarak anılmıştır.
Rock Müzik’in sade suya tirit gruplarından The Beatles’ın Eser aşamasına gelememiş parçalarını da repertuarına alarak çıtasını düşüren ve sadık dinleyicisini hayal kırıklığına uğratanBerberian, sadece vokalistliğiyle değil, tercümanlığıyla da dikkatleri üzerine çekmiştir. Umberto Eco’nun eserleri, onun sayesinde İtalyanca bilmeyen İngilizlerce okunmuş, WoddyAllen yine Berberian’ın gayretiyle İtalyanca şakımıştır.
Sağlık sorunlarından kurtulamayarak ölüm döşeğine uzananCatherineAnahidBerberian’ın biyografisini, arka plan arkeolojisini ihmal etmeden okuyanlar, Çağdaş Klasik Batı Müziği’nin Çağdaş, Klasik veBatılı olmanın ötesinde durduğunu idrak etmektegecikmeyeceklerdir. Zaten o da, idrake giden yolların bu bağlamda açılması için sesinin tonunu düşürmemiştir.