Asım Ekren

12.05.2021
A+
A-

26 Nisan 2021 tarihinde vefat eden Asım Ekren, aradan yıllar geçse de, Caz’a gönül düşürmüş bir baterist değil, Milli Damat olarak anılacaktır çünkü Türkiye’ye özgü magazine alet olmaktan kurtulamadığı bir hayata imza atmıştır.

Ekren, sözü edilen bağlamdaki ilk örnek değildir, son da olmayacaktır çünkü Türkiye’de müzik özelinde sanat, artık, niteliği kitleselleştirmek için değil, Guy Debord’un deyimiyle Gösteri Toplumu’nun alanını genişletmek için ete kemiğe büründürülmektedir. Türkiye’de toplumdan değil de halktan söz edilebileceği hesaba katılınca vaziyetin daha vahim olduğunun altı çizilmelidir.

Ekren, magazine malzeme olarak, sadece yoğunlaştığı enstrümanının itibarını sarsmakla kalmamış, aynı zamanda, dillerine, Kızı kendi hâline bırakırsan, ya davulcuya, ya da zurnacıya kaçar cümlesini pelesenk eyleyenlerin ağızlarına da bir parmak bal çalmakta gecikmemiştir.

Ekren bu fiili pratiğe dökerken, kendilerini Müzik Eleştirmeni olarak takdim edenlerin sesleri solukları çıkmamıştır çünkü onlar da Türkiye’ye özgü magazinin nesnesi olma yolunda emin adımlarla ilerlemişlerdir ve ilerlemeye devam etmektedirler.

Güngör Bayrak’la başrolünü paylaştığı, müziklerini Cengiz Özdemir’le hazırladığı, Melih Gülgen’in 1987 yılında yönettiği Bomba’da silah kaçakçılığına alet olan bir müzisyeni canlandıran, İstanbul Gelişim Orkestrası Şefi Selçuk Başar’ın kardeşi Asuman Başar’la evlilik perdesini aralayan, 1982 yılında Zerrin Özer’le nişanlanan, Zeynep Özal’dan boşandıktan sonra Selma Güneri’yle evlenen Ekren’in bu evliliğinde nikâh şahitliğini, Karadeniz Müziği’nin popüler seslerinden Kamil Sönmez üstlenmiştir.

Görüldüğü üzere Ekren, Özal hâricindeki evliliklerinde yanında yöresinde, Türkiye’deki müzik ortamının belirleyicileri vardır ve o belirlenen olmaktan öteye gidememiştir.

İstanbul Gelişim Orkestrası’nda, Selçuk Başar dışında; Uğur Başar, Atilla Özdemiroğlu, Garo Mafyan gibi Türkiye’ye özgü Popüler Müzik’in köşe taşlarını döşeyen isimlerle çalışan Ekren, 2009 yılında, Cengiz Özdemir ve Eylem Pelit’le Folkestra adlı bir grup kurmuştur.

Türk Halk Müziği ezgilerini enstrümantal formda yorumlayan bu grup, Ekren’in, Milli Damat, Davulu Delen Jaguar mevzuları dolayısıyla gölgede kalmış, müzik eleştirmenleri, Milli Damat’lık yanında, jaguarın akıbetiyle ilgilenmeyi enstrümantal denemelere odaklanmaya yeğlemişlerdir.

Hande Yener’in irtifa kaybına neden olmamasını sağlayan Mert Ekren, babasının yaşadıklarından ders aldığını, magazinin süs eşyası olarak değil, magazini araç olarak kullanarak göstermiştir.

Yener dışında başka isimlerin çalışmalarının da arka planını hazırlayan, babasını pişiren İstanbul Gelişim Orkestrası’yla sahne alan Ekren, meziyet ve yeteneğin yetmediğini idrak ettiği için magazin tongasına basmadan ilerlemektedir.

Magazin özellikle Türkiye’de tonga koleksiyonculuğu görevini layıkıyla üstlenmektedir. Onu bu görevinden uzaklaştırmak için yeteneğin yanında cesaretin de devreye girmesi gerekmektedir.

Asım Ekren’in yaşadıklarından ders alanlar çoğalmadığı müddetçe magazin, Türkiye’de, ona alet olanlar kümesinin elemanlarını çoğaltmaya devam edecektir.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.