Vatandaş da, eczacılar da zorda!

Bursa Eczacı Odası Başkanı Adnan Erakın, ilaç sektöründeki ekonomik sıkıntılar, fiyatlandırma politikaları, yerli ilaç çalışmaları ve muadil ilaçlar üzerine açıklamalarda bulundu. İlaç sektöründeki fiyatlandırma politikalarının ve dışa bağımlılığın kronik ilaç yokluklarına yol açtığını belirten Başkan Erakın, yerli üretimin desteklenmesi ve AR-GE çalışmalarının artırılması gerektiğini vurgularken, vatandaşların muadil ilaçlara önyargısız yaklaşmasını ve ilaç dışı takviye ürünlerinin de uzman kontrolünde kullanılması gerektiğini belirtti.
İREM ERBAŞ / ÖZEL HABER
Ekonomik zorluklar her kesimden insanı zorlamaya devam ediyor. Vatandaş almak istediği ilaca çoğu zaman ulaşmakta sıkıntı yaşarken, eczacılarda ilaç fiyatlandırmalarındaki makasın gittikçe açılması ve diğer tüm giderler nedeni ile zorda olduklarını ve bu nedenlerinde ilaca ulaşmakta soruna neden olduğunu belirtiyor.
Vatandaşlar ekonomik nedenler ve bunun doğurduğu sebeplerle ilaçların eczanelerde bulunamaması nedeni ile ilaca ulaşmakta sıkıntı yaşarken ilaç sektörünün daralma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu dile getiriliyor. Bursa Eczacı Odası Başkanı Adnan Erakın, 2025 yılının ilk çeyreğinde ilaç bulunabilirliğinde genel olarak bir sıkıntı öngörmediklerini belirterek, “Ecza depolarındaki yokluk oranlarımız çok düşük düzeylerde yüzde yedinin altında kabul edilebilir durumlarda ama kronik ilaç yoklukları devam ediyor” dedi.
“YURT DIŞINDAN GETİRİLEN İLAÇLARDA SIKINTI YAŞANABİLİYOR”
Erakın, “Şimdi ilaç sektörüne baktığımız zaman 2024 yılı Türk ilaç raporunda ilaç sektörü olarak baktığımızda Türkiye dünya ilaç pazarında 19. sırada yer alıyor. Yani aslında pazar olarak büyük bir pazar sıralamaya baktığımızda. Fakat şimdi şöyle bir durum var, şimdi mevcut ilaç fiyatlandırma modeline göre bazı ilaçlarda özellikle yurt dışından getirilen ilaçlarda sıkıntı yaşanabiliyor. Şu an 2025 yılının ilk çeyreğinde ilaçlarla ilgili ilaç bulunabilirliğinde genel olarak bir sıkıntı öngörmüyoruz biz. İlaçlar bulunabilir durumda. Ecza depolarındaki yokluk oranlarımız çok düşük düzeylerde yüzde yedinin altında kabul edilebilir durumlarda ama kronik ilaç yoklukları devam ediyor. Yani daha önce de paylaştığımız gibi ilaç yoklukları, kronik ilaçlarda kullanılan bazı hastalıklarda ki bunların bazılarının muadilleri yok. Bunlarla ilgili sıkıntı devam ediyor. Tabii bunu biz şuna bağlıyoruz, birincisi en başından ülke bütçesinden ilaca ve sağlığa ayrılan pay. Bir de ikinci olarak da ilaç fiyatlandırma politikaları ilgili görüyoruz biz bunu çünkü 2009 yılından itibaren Türkiye’de ilaç fiyatlandırmaları ‘ilaç fiyat kararnamesi’ ile düzenleniyor. Bu genellikle euro üzerinden değerlendiriliyor. 2009 yılında euronun yüzde 100’ü baz alınıyordu fakat şu an geldiğimiz noktada yüzde 55’e kadar geriledi bu oran. Şu an ilaç fiyatlandırmasında 21,67 kuruş euro kuru üzerinden değerlendirerek ilaç fiyatlandırmaları belirleniyor. Ama şu an geldiğimiz noktada bugün euro 39,95 kuruşa gelmiş durumda. Aradaki makas gittikçe açılıyor. Bu birinci kronik ilaçların bulunamamasındaki etkenlerden bir tanesi bu.
“İLAÇTA VE İLAÇ TEMİNİNDE DIŞA BAĞIMLIYIZ”
Başka bir sebebi daha var. Tabii ki şu an piyasada olan ilaçlarımızın yüzde 60’ı yerli, yüzde kırkı yabancı kaynaklı. Yani çok uluslu firmaların ilaçlarından oluşuyor şu an piyasadaki halka arz edilen ilaçlar. Ama diğer taraftan da baktığımız zaman ham maddenin temini noktasında da yüzde seksenin üzerindeki hammadde yurt dışından getiriliyor. Yani bu durumda da bir dışa bağımlılık söz konusu. Yani ilaçta da ilaç teminiyle de dışa bağımlıyız biz. O yüzden biz neyi öngörüyoruz? AR-GE çalışmaları arttırılmalı. Kendi moleküllerimizi keşfetmeliyiz, yeni ilaç molekülleri keşfederek AR-GE çalışmalarıyla bunları geliştirip yerli ilaç sanayini güçlendirmemiz lazım. Yani bu konuda destek olması lazım. Teşvik olması lazım ki dışa bağımlılık bir nebze azaltılsın. Biz kendi ilacımızı kendimiz ürettiğimiz zaman dışa bağımlılık azaldığı zaman ilaçların bulunabilirliği de artacaktır. İşte yakın bir zaman içerisinde ilaç fiyat kararnamesinde bir güncelleme bekliyoruz, bununla ilgili düzenleme yapıldığı zaman ilaç fiyatlandırması eğer enflasyon karşısında değer kaybetmeyecek şekilde bir modele geçilirse burada da ilaçların bulunabilir olması daha kolaylaşacaktır. Biz de bunu öngörüyoruz ki yakın bir zamanda böyle bir gelişmeyi bekliyoruz” açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE OLASI BİR İLAÇ KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYA MI?
Bursa Eczacı Odası Başkanı Adnan Erakın, Türkiye’de şu an için olası bir ilaç krizinin olmadığını belirterek, “İlaç fiyat kararnamesi 2024 yılının Ekim ayında yayınlandı bunun öncesinde ilaç krizini aslında biz yaşadık. Yani en derin ilaç krizinin bir tanesini yaşadık bugüne kadar. Ecza depolarımızdaki ilaç yokluk oranları yüzde 28’e kadar ulaştı. Bu çok ciddi bir rakam yani yaklaşık üç ilaçtan bir tanesi yok demek. Yani bu duruma kadar geldik çünkü tamamen yetersiz geliyor ilaç ödemeleri. İlaç sanayi için yetersiz, maliyetler çok arttı, ilaç üretim maliyetleri, nakliye maliyetleri işte onun sevkiyat etkisi her türlü ambalaj malzeme maliyeti her şey çok ciddi oranda arttı. İlaç fiyat kararnamesine bağlı olarak yılda bir kez zam alıyor ilaçlar. Enflasyon yüzde altmışlarda, yüzde yetmişlerde, yüzde seksen oranlarında ama baktığımız zaman ilaç yılda bir kere işte geçen yıl yüzde 25 oranında zam aldı. Bu yıl yüzde 23,5 oranında zam aldı. Yani evet tabii zam bizim istediğimiz bir şey değildir bunu sürekli dile getiriyoruz. Çünkü biz de kademeli karlılık oranı vardır mesleğimizde. İlaç fiyat kararnamesiyle, ilaçlar zamlandığı zaman ilaç fiyatları arttıkça bizim karlılığımız o oranda düşer. Yani böyle bir şey vardır fakat biz bunu da tabi göz ardı ediyoruz çünkü burada önemli olan halkımızın ilaca ulaşabilir olması. Yani ilaca yok demememiz bizim için önemli olan. Biz bunun için zaten gayret gösteriyoruz, halkımız kesintisiz bir şekilde ilaç eczacılık hizmetini alabilsin, ilaçlar bulunabilir olsun” ifadesinde bulundu.
“İLAÇ FİYATLARI YILDA BİR KERE GÜNCELLENİYOR”
İlaç sektöründeki yaşanan ekonomik zorlukların yerli üretim üzerindeki etkisi üzerine açıklama yapan Başkan Erakın, “Şimdi son zamanlarda enflasyon ortamına bağlı olarak ilaçların nasıl ki bizdeki eczane işletme maliyetleri arttıysa eczanelerde kira giderleri, personel gideri, her türlü maliyet diğer bütün fatura giderleri olsun eczanenin diğer giderleri olsun çok ciddi oranda arttı. İlaç dışı ürünlerde de tabii serbest fiyat politikası var. Onlarda da enflasyona bağlı olarak sürekli ilaç fiyatları güncelleniyor. İşte gıda takviyelerinin fiyatları güncelleniyor ama ilaçlarda fiyatlar güncellenmiyor. Yani yılda bir kere güncelleniyor. Çok yetersiz kalıyor bu.
Aynı şekilde bu durum sanayide dahil. Sanayide de ilaçların temini, hammadde temini çünkü sonuçta dışa bağımlıyız, onların işlenme maliyetleri, işletme giderleri çok ciddi oranda arttı. Tabii bu aynı zamanda ilaçların bulunabilirliğinde de bir etken. Yani arada makas açılması enflasyona bağlı olarak her şeyin artış göstermesi ama diğer taraftan da ilaç fiyatlandırma politikalarından dolayı ilacın sabit kalması tabii ki bu süreci etkiliyor” dedi.
“COVİD-19 İLE BİRLİKTE SAĞLIKTA TEŞVİKLER ARTTI”
Covid-19 pandemisi sonrasında Türkiye’de yerli ilaç üretimi ve ilaç bağımsızlığı konusundaki farkındalıkların değişimi ve yerli ilaç çalışmalarına dair konuşan Erakın, Covid-19 pandemisiyle beraber sağlık sektöründe özellikle teşviklerin arttığını belirterek, “Sürekli olarak yerli ilaç sanayimize bir destek söz konusu burada. Pek çok firmada zaten işte yabancı uluslu, çok uluslu ilaç firmaları olsun şu an üretimlerini Türkiye’de yapar durumdalar. Yani daha önce İspanya’dan, Fransa’dan, İsviçre’den üretip o şekilde Türkiye pazarına ilaç sunan firmalar bile şu an bizim buradaki yerli ilaç firmalarımızın üretim tesisleriyle anlaşıp kendi ürünlerini aynı standartlarda bizim firmalarımızda ürettiriyorlar. Daha önce kutuların üzerinde, işte İsviçre’de üretilmiştir, Fransa’da üretilmiştir, İspanya’da üretilmiştir, İtalya’da üretilmiştir diye yazardı şimdi o kutuların üzerinde İstanbul’da üretilmiştir diye yazıyor. Yani böyle bir uygulama var, teşvik de var. Tabi ki bunun devam etmesini ve artmasını biz istiyoruz. Yani daha da ilacın bulunabilir olması için bunun önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz” dedi.
“MUADİL İLACIN EŞDEĞER İLAÇTAN HİÇBİR FARKI YOK”
Muadil ilaca vatandaşların temkinli yaklaşımı ve önyargısı üzerine muadil ilaç ve orijinal ilacın arasında fark olup olmadığına ve muadil ilacın etkileri üzerine açıklama yapan Adnan Erakın, “Alerji durumu her zaman her maddeye karşı olabilir. Orijinal ilacın içindeki herhangi bir yardımcı maddeye de alerji olabilir” diyerek sözlerini şöyle sürdürü, “Öncelikle muadil ilaç konusunda yaptığımız açıklamalarda muadil ilaca kesinlikle ön yargılı olarak yaklaşılmaması gerektiğini ve muadil ilacın eşdeğer ilaçtan hiçbir farkı olmadığını dile getiriyoruz. Muadil ilaç Sağlık Bakanlığı’nın bütün çalışmalarında kendini kanıtlamış, eşdeğerlik çalışmalarında kendini kanıtlamış.
Tam eşdeğer ilaçlar muadil ilaç olarak kabul edilerek listelere alınıyor ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından da bunların ödemeleri eşdeğer olarak ‘Medula Sisteminde’ yani reçete girdiğimiz sistem üzerinde eşdeğer olarak biz bu ilaçları görebiliyoruz. Bu ilaçları halkımızın kullanmasında hiçbir sakınca yok. Alerji durumu her zaman her maddeye karşı olabilir. Orijinal ilacın içindeki herhangi bir yardımcı maddeye de alerji olabilir. Eşdeğer ilaçta da aynı şey söz konusu olabilir. Fakat burada önemli olan birincisi eşdeğer ilaç artık günümüzde kaçınılmaz bir durum çünkü zaten ilaç yokluğu ortamında öncelikle muadil ilaca defans gösterilmemesini halkımızdan rica ediyoruz bu konuda. Güvenlikle muadil ilaçları kullanabilirler. Şöyle söyleyeyim tabii ki halkımızın da muadil ilaç seçme hakkı vardır. Yani burada tercih kullanabilirler ama bizim de Sağlık Bakanlığı tarafından bize bu konuda yetki vereceğine dair yazılarımız da var. Yani muadil ilaç verme konusunda hem yetkili durumdayız hem de zaten hastalarımızın muadil ilacı gönül rahatlığı ile kullanmasını tavsiye ediyoruz” dedi.
“MARKETLERDEN TAKVİYE ÜRÜN ALMAYIN”
Bursa Eczacı Odası Başkanı Adnan Erakın, vitamin ve gıda takviyesi gibi ürünlerin uzman kontrolü ve tavsiyesi ile kullanılması gerektiğini vurguladı. Başkan Erakın sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Vatandaşlarımızın market ve kozmetik ürünleri gibi ürünler satan mağazalardan ilaç dışı ürünleri almasını kesinlikle önermiyoruz. Bu tip ürünlerin kullanımı kişiye özeldir. Kişinin hangi vitamine, hangi gıda takviyesine ihtiyacı varsa önce bir test yapılır o sonuçlara göre kişiye bu ürünler uzman kontrolünde ve uzman tavsiyesi ile verilir. Bu tür ürünlerin uzman tavsiyesi ile kullanımını öneriyoruz.”