“DEVLET DESTEĞİ KESİNLİKLE OLMALI”

“DEVLET DESTEĞİ KESİNLİKLE OLMALI”
25.09.2024
A+
A-

 

SAVAŞ ESEN/ÖZEL HABER

Kent Bursa Gazetesi’ne önemli açıklamalar yapan Dünya Hurdacılık firmasının işletmecisi Taner Alkan ile ikinci el malzeme alım satımı, hurdacılık alanını ve geri dönüşüm sektörünü konuştuk.

Hurdacılık ve geri dönüşüm sektörü konusunda devlet desteği olmasını belirterek, ‘’Kaynaklarımızın kaybolmaması için çalışıyoruz. Bunu milli bir mesele olarak görüyoruz ve devletimizin eliyle desteğiyle bu işin organize yapılması için teşvik ve daha fazla katkı bekliyoruz. Kaynak tüketimine engel olmak adına devletimizin desteği şart.’’ dedi.

‘’İNSANLARIN SIFIR ALIM GÜCÜ OLMUYOR’’ 

Mesleğe nasıl başladığından ve günlük iş rutininden bahseden Taner Alkan; ‘’yaklaşık 25 senedir Bursa’da yaşıyorum. Daha önce de esnaftım. Anadolu Üniversitesi mezunuyum. Aslen Erzurumluyum. Yaklaşık 5 senedir de geri dönüşüm sektöründeyim. Şu anda iş adamıyım. Yaptığım işe aslında direkt hurdacılık olarak gözlemlemiyorum. Bizim yaptığımız işte enkaz, ikinci el durumu da var. Ekonomi ortada, diyelim bozuluyor, insanlara imkan oluyor. Genellikle sıfır alım gücü olmuyor. Ben ikinci el malzeme satmayı, ikinci el malzemeyi değerlendirmeyi düşündüm. Hem hurdacı hem de ikinci el malzeme olarak değerlendirdik. Şu anda bu şekilde çalışıyoruz. Günlük iş rutinimiz ise bizim dediğim gibi bir de enkaz tarafı var ya işimizin. Biz genelde kentsel dönüşüm öncesi sökülecek, yıkılacak binaların biz yıkmadan önce sökümünü yapıyoruz. İkinci el malzemesini işte kapıyı, pencereyi, klozeti, lavaboyu vesaire alıp değerlendiriyoruz. Söküm yapıyoruz. Aynı zamanda malzemenin kendi depolama alanımızda teşhiri var, satışı var. Onlarla uğraşıyoruz.’’ dedi.

‘’MİLLİ SERVETTEN KAYIP ÖNLENİYOR’’

Hurdacılık ve ikinci alım sektöründe temel süreçleri anlatan Alkan; ‘’benim hurdacılığa bakış açım benim şu şekilde, bir kere bizim kullandığımız her şey tükenen kaynak olarak gözüküyor. Yenilenebilir olması için bir kere geri dönüşümün olması şart. Biz de süreçlerin aslında en temel durumu biz alıp stok yapıyoruz. Bunlar geri dönüştürülüp ekonomiye kazandırılıyor. Bir kere olayın içinde milli servet olayı var. Hem milli servetten kayıp önleniyor. Bugün mesela bir madenin çıkarılmasıyla ilgili süreçler yapılan hizmetler, emekler, harcanan emek, sermaye, para çok büyük işler gerektiriyor. Ama var olanı biz koruyoruz burada. Hurdacılık var olan malzemeyi koruyor. Hem kaynak tükenmiyor hem de geri kazanım oluyor.’’ İfadelerini kullandı.

‘’ORGANİZE BÖLGEMİZ YOK’’

Organize bölgesinin olmamasının ve altyapının olmamasının çok büyük dezavantaj olduğunun altını çizen Alkan; İşin aşamalarıyla ilgili karşılaşılan zorluklar, bunlar kendi yaptığımız işle alakalı bizim aldığımız tedbirler, önlemler var, çözümler oluyor ama ben daha çok şu noktadayım, bizim sektörle alakalı bir organizasyonun olmaması. Bir organize bölgemiz yok, bir altyapımız yok. Şu anda mesela Çin’i biliyorum. Çin ekonomisinin yüzde otuz beşini kırkını hurdacılığa borçlu. Geri dönüşüme borçlu. Dünyadan hurda topluyor. Ekonomi oluşuyor o şekilde. Bizim burada biz gönüllü olarak bu işi yapıp ekonomiye kazananlar, olumlu anlamda katkı sağlamaya çalışırken devlet eliyle bize bir organize bir bölge yok. Örnek verirsek altyapısı,  her hurdanın ayrı aşamaları oluyor. Katı atıklar toplayan da var, tehlikeli madde toplayan da var. Bunlarla ilgili ruhsatlandırma yok. İnsanların bu işi yapmaya çalıştığı bölgede bir tarlayı çevirip hurdacılık yapmaya çalışıyor. Burası elektrik yok, su yok. Birçok zorluğu var işin. Böyle daha çok seyyar bir iş olarak görülüyor. Ekonominin temeli durumunda hurdacılık sektörü, bel kemiğidir. Kaybolan bir şeyi geri kazandırıyor.

 

‘’TOPLUMDA SEKTÖR ÇOK ÖNEMSENMİYOR MAALESEF’’

Sektörün toplumda ki karşılığından ve algısından bahseden Alkan; ‘’ Toplumda karşılığı şöyle söyleyeyim. Hurdacı dediğin zaman tabii ki biraz toplum önemli olmayan iş olarak, sektör olarak biraz alt grup olarak görüyor. Ama bence Türkiye’nin sanayisine, ekonomisine hizmet eden bir sektör olduğu için yani daha iyi görünmesi, bakış açısının daha iyi olması lazım. Hani alelade bir şey görülüyor, sıradan bir şey gibi görülüyor. Öyle değil. Şimdi hurdacıyım dediğin zaman belki de insanlar işte çöpçü olarak görebilirler ya da işte atıkları toplayan olarak görebilirler ama toplumun her kesimine katkısı var.’’ dedi. Kullanılan ekipmanlar hakkında da bilgi veren Altan; ‘’Biz daha çok yıkım söküm işleriyle uğraştığımız için, enkazlı olduğumuz için bize daha çok iş makinesi gerekli, işte hafriyat makinesi gerekli. Ondan sonra yükleme, indirme, bir indirme yaparken bunlar hem bizim kullandığımız alanın kullanılmasını sağlıyor. 10 metrekare yer kaplayan ürün, bir bakıyorsun düşüyor, işte 1 metrekare alanı kapatıyor.’’ İfadelerini kullandı.

‘’BÖLGE VE ALTYAPI KESİNLİKLE OLMALI’’

Geri dönüşüm süreçlerinin iyileştirilmesi konusunda devlet desteğinin olması gerektiğine değinen Alkan; O süreçlerin iyileştirmesi için öncelikle devlet desteği gerekiyor. Bir kere organize bölge gerekiyor. Bu bölgelerin altyapısının yapılıp teslim edilmesi gerekiyor. Biz burada daha çok stok yapıp sunmaktan ziyade en azından bir ön hazırlıkla, mesela diyorum ya, plastiği aldın, stok yaptın, biriktirdin ama mesela fabrikaya gitmeden önce kırdırmak, kırılmasının kolaylaşması, oraya direkt yarım amel olarak gitmesi ya da işte Atıyorum diğer metal gruplarının preslenip düzgün bir şekilde gitmesi. Aslında hem fabrika aşamasından işlenme aşamasındaki işi kolaylaştırıyor. Stokta çok yer kaplatmıyor. Ulaşımda nakliyede tasarruf sağlıyor. Bunlar için mesela teşvikler verilebilir. Ben en başta şunu düşünüyorum. Bu işleri yapmak isteyen herkese, devletin gerçekten bu işi yapmak isteyenleri teşvik etmesi şart. Bugün tarım hayvancılık örneği teşvik ettiriliyor. Çok farklı olmayan bir iş.  Ülkenin kaynaklarının kaybolmasını engelliyor. Bu işin ithalatını kolaylaştırması lazım. Biz dışarıdan alıp burada yarıma dönüştürüyor olabilmemiz lazım. Türkiye’nin bulunduğu bölge, Avrupa ile Orta Doğu’nun arasındaki bir bölge. Bu bölgede yaklaşık dünya ekonomisinin %35’i dönüyor. %35’lik ekonominin pastanın olduğu yerde geri dönüşümü yapabilecek en der ülkelerden birisi Türkiye.’’

‘’BURSA KİLİT BİR ŞEHİR’’

Bursa’nın önemli bir şehir olduğunun altını çizen Alkan; ‘’Bursa kilit bir şehir olarak ben görüyorum. Bugün İstanbul’da bir bölge olarak düşünürsek İstanbul’a Ankara’ya, Eskişehir’e yakınlığıyla ulaşımlı en kolay şehirlerden birisi.  Otomotiv, ağır, sanayi hepsi burada. Burası pilot bölge olabilir. Güzel bir organize bölge seçilirse Bursa çok gelişim kat eder. Burası bölge büyük bir bölge. Limanları var. Bursa’nın limanı var. Organize sanayi bölgeleri var. Ham maddenin olduğu bir yer. Burada bence bir asil çelik var. Demir çeliğin geri dönüştürülmesi avantaj. Onun dışında Bursa’da başka bir yer yok. İşte metalcilerin olduğu grup ayrı, kağıtçıların, plastikçilerin hepsinin grubunu ayırabilirsin. Ona göre altyapısını kurarsın. Ona göre hizmetini sunarsın. Bu işleri devlet eliyle profesyonel yapmamız gerekirse işte atıklarda mesela bölüm bölüm ayırıp ona göre yapmamız lazım ki sistem işlesin. Kaynaklar sınırlı ama bu kaynakları tükenmeyecek duruma getirmeye çalışıyoruz biz. Kaynak tüketimine engel oluyoruz. Ama bizim yaptığımız işe kıymet verilmiyor. Devlet desteği yok maalesef.’’ dedi.

‘’AİLE MESLEĞİ OLAN GENÇLER YAPIYOR’’

Bu işe yeni başlayanlar ve gençler hakkında yorumlarda bulunan Alkan; ‘’  Ben yapsın istiyorum. Teşvik de olsun istiyorum. Desteklensin istiyorum bir kere. İnsanlar yapsın bu işi. Kıymetli bir iş. Yeni başlayan Ne yapmak istiyor? Nasıl yapmak istiyor? Bu işin neresinde bulunmak istiyor? Sadece işte diyelim metal grubu, stok, taban vs. yapmak istiyorsa bir kere iyi bir portföyünün olması lazım. En azından kişisel olarak. Yoksa işte bazı şeyler zorluk derecesi yüksek. Atıyorum bugün mesela tavsiye anlamında söylüyorum. 2022’de hatırlıyorum. Demir’in kilosu orada kilosu 9,5 liraydı. Bugün 10 lira civarı işte 10,5 lira civarı. Fabrikanın fiyatı 11 lira, 12 lira. Değişiyor ürünün kalitesine göre. O günden 2022’den bu yana birçok üründe fiyat çarpı 3-4 olmuş. Bizim yakıta ödediğimiz para sekiz liradan kırk liralara çıktı. Bizim marjımız düşmüş. Yüzde onla, yüzde beşle, yüzde yirmide çalışmak kurtarmıyor. Dolayısıyla yani şu anda fiyatı düşmüş. İstediğimiz, hedeflediğimiz fiyatın çok altında. Öncelikle çalışırken şunu göz önünde bulundurmalar lazım ki yani bu işin marjı düşük piyasası gözüküyor olabilir. Bunu nasıl fırsata çevirebilirim bunu sormalılar. Çünkü bugün fabrikalarla vs. çalışmak baya bir zorluk gerektiriyor. Çünkü içeriye işte avans istiyorlar, gerekli ekip ekipmanı istiyorlar, konteynerından tut vs. Ondan sonra fabrika fiyatlarıyla yani verirken fabrika fiyatlarıyla kıyas yapıyorlar. Bunların hepsi bizim için zorluk oluyor. Gençler konusunda ise piyasada var olanları şöyle görüyorum. Aile mesleği olarak, baba mesleği olarak görenler bir şekilde bu işe monte olmuşlar. Hiç kimse bu mesleği ben meslek olarak göreyim yapayım dediğim duygusunda, düşüncesinde değil. Aileden geliyorsa insanlar yapıyor. Benim geçmişte yapmadığım bir işti. Ben yaklaşık 5 sene önce şunu düşünerekten dedim ki insanların artık alım güçleri düşüyor. Bir şekilde dönüşüm çok önemli. Ülkenin ekonomisine de katkı sağlıyor. Bir de ikinci el malzeme olarak düşündüm. O yüzden girdim. Sektöre girdiğim için de mutluyum.’’ İfadelerini kullandı.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.