Türkiye’de bu evlerin örneği yok
Bursa’da Nilüfer Belediyesi’ne ait iki yazı evinin Türkiye’de başka örneği yok. Dünyadan ve Türkiye’den yüzlerce yazar ağırlayan evlerde çok sayıda kitap, makale ve araştırma eserleri ortaya konuldu.
Nilüfer Belediyesi’nin 2014’te Gölyazı’da, 2017 yılında da Misi Köyü’nde hizmete açtığı yazı evleri dünyadan ve Türkiye’den yüzlerce yazarı ağırladı. Burada yazılan birçok eser basılarak kitaplaştırıldı. Başta Bursa olmak üzere birçok araştırma kültür belleğinde yerini aldı. Açıldıkları günden bu yana İspanya’dan Rusya’ya, Hırvatistan’dan Kanada’ya kadar 120’den fazla yazara uzun soluklu ev sahipliği yapan yazı evlerinin en son konuğu Rus yazar Platon Besedin oldu. Yazarın, Otoban, Açlık ve Günah isimli 3 kitabı Rusçadan Türkçeye çevrildi.
Kitaplarının çevirisini yapan Emine Karabacak sayesinde Bursa’daki yazı evlerinden haberdar olduğunu ve Misi’de 15 günlük misafirliğini anlatan Platon Besedin, “Bursa’daki yazı evini, kendi kitaplarımı Rusçadan Türkçeye tercüme eden Emine Karabacak hanımefendiden duydum. Günah, Otoban ve Açlık olmak üzere 3 kitabım Rusçadan Türkçeye çevrildi. Geçtiğimiz günlerde de lansman için Ankara’ya geldik. Daha öncesinde burası ile ilgili bana kendisi söylemişti ama deprem felaketi ve kendi kişisel sebeplerim dolayısıyla bu zaman gelebildim. Burası bir yazarın arayıp bulamadığı motivasyonu, odaklanmayı sağlıyor. Doğa ile iç içe çok güzel bir yer. Bana çok faydası oldu. Ben burada günlük gezilerimi yapıyorum. Dağa çıkıyorum, gölleri geziyorum. Bu sessizlik aslında bana kendi iç sesimi dinleme fırsatını verdi. Sovyetler Birliği zamanında bir bölgede çok büyük bir yazar evi vardı. Büyük yazarlar da oraları ziyaret etmişti. Sovyetler Birliği zamanında buna benzer girişimler vardı. Şimdi Rusya’da da farklı kentlerde bu tür yazı evleri var. Güney bölgelerde ve farklı noktalarda da var diyebilirim” diye konuştu.
Türkiye’de nadir bir çalışma
Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Pala, “Yazı evi maceramız 2014 yılında başladı. Gölyazı’da kültür evimizin yanında bir binayı restore ederek ilk yazı evimizi açtık. Dünyadan ve Türkiye’den birçok yazar, çevirmen, araştırmacıyı ağırladık. 2017 yılında da Misi Köyü’nde ikinci yazı evimizi açtık. 2014’ten bu zamana kadar dünyadaki yazı evleri gibi işleyen bir belediyenin işlettiği Türkiye’de tek olma özelliği taşıyor. Türkiye’de nadir bir çalışma olduğunu biliyoruz” dedi.
Dünyadan ve Türkiye’den 120 civarında yazar ağırlandı
Bu tür kültürel çalışmaların sessiz sessiz devam ettiğini belirten Pala, “İki yazı evimiz var ama burada uzun süreli konaklamalar yapılabiliyor. 120 civarında konuğumuz oldu. Birçok kitap bu iki yazı evimizde yazıldı ve düzenlendi. Bunun dışında akademisyenler konaklıyor. Özellikle Bursa ile ilgili araştırma yapılıyorsa, öncelik sağlanıyor. Birçok makalede ve akademik çalışmada Gölyazı ve Misi Yazı Evi’nde konaklayan misafirlerimiz oldu. Böyle bakınca kültürel etkinlikler uzun soluklu çalışmalardır. Bu çalışmaların karşılığı onlarca yıl sonra alınıyor. Onlarca kitap Nilüfer’deki yazı evlerinde yazıldı ve basıldı. Bursa başta olmak üzere onlarca araştırma yapıldı. Uzun soluklu ve heyecan verici bir iş” diye konuştu.
Özel bir koleksiyon oluşturuldu
Avustralya, İspanya, Hırvatistan, Rusya, Kanada’dan ve dünyanın birçok yerinde yazarların Nilüfer’in bir mahallesinde hatta eskiden köy olan mahallelerde konakladığına dikkat çeken Şafak Pala, “Bizlerle, halkla tanışıyorlar. Bu yazarları ve bizleri kültürel anlamda zenginleştiren bir şey. Orada kalan yazarların izlenimleri ya da başka tür yazılar da istiyoruz. Elimizde böyle bir koleksiyon da olmaya başladı” ifadelerini kullandı.