“Yaz turizmi sağlık krizine dönüşecek!”
İklim değişikliği, hayatımızın her alanını ciddi şekilde etkilemeye devam ederken, dünya genelinde Temmuz ayının başında 4 günde 3 kez sıcaklık rekoru kırıldı, uzmanlar 2023 yazının Avrupa’nın en sıcak yazı olacağını söylüyor. Bunun bir etkisi de tatillerimize yansıyacak. Umea Üniversitesi’nden Cenk Demiroğlu Habertürk’e yaptığı açıklamada kış turizminde ciddi sorunların görüleceğini, yaz turizminin de ileride bir sağlık krizine dönüşeceğini vurguladı ve gelecekte daha az kötü günler görmemizin bizim elimizde olduğunu söyledi…
İklim değişikliğinin yaşamımız üzerindeki etkisini her geçen gün daha da derinden hissediyoruz. Her kış bir önceki kıştan daha farklı, her yaz bir öncekinden daha sıcak ve orman yangınlarının çokça arttığı günler görüyoruz. Bu sene Türkiye özelinde sıcak havalar etkisini biraz geç gösterdi ancak bu yazın bugüne kadar yaşadığımız en sıcak yaz olacağı düşünülüyor. Dünya genelinde de sıcaklık rekorları kırılıyor, Temmuz ayının başında 4 günde 3 kez sıcaklık rekoru kırıldı. İklim değişikliği hayatımızın her köşesini şüphesiz etkiliyor ve etkilemeye devam edecek, bunun hayatımıza bir etkisi de tatil alışkanlıklarımızla ilgili olacak. Financial Times’ta geçtiğimiz günlerde yer alan habere göre, 1920’lerde kumsalda güneşlenerek tadı çıkarılacak bir deniz tatili için ideal sıcaklık 25 derece civarındaydı. Ancak 2019’dan bu yana etkisini ciddi şekilde hissettiğimiz hava değişimleriyle yaz tatili yapmanın da tadı kaçtı. Avrupa, 2022’de en sıcak yazını yaşadı ve muhtemelen bu yaz El Nino ile birlikte daha da sıcak bir yaz yaşayacak. Kavurucu sıcakların beraberinde orman yangınlarını getirmesi de kumsal tatilinin eskisi kadar keyifli olmasını engelliyor. Tabii sadece yaz tatili değil, kış tatilleri de aynı şekilde değişime uğrayacak. Yapılan bazı araştırmalara göre, zamanla kayak tatilinin de bitmesi mümkün. Arizona Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, ABD’de kayak tatilleri 1982-2016 arasında ortalama 34 gün kısaldı.
YAZ TURİZMİ SAĞLIK KRİZİNE DÖNÜŞECEK
İklim değişikliğinin tatil alışkanlıklarımızı nasıl değiştireceğini İsveç’te bulunan Umea Üniversitesi Coğrafya Bölümü’nden Doçent Cenk Demiroğlu ile konuştuk. Kış turizminde ciddi sorunların görüleceğini söyleyen Demiroğlu, yaz turizminin de ileride bir sağlık krizine dönüşeceğini vurguladı
“KAR TARIMI KAVRAMI ORTAYA ÇIKTI”
Tatil kategorilerini, yaz turizmi, kış turizmi ve kültür-kent turizmi olarak üç başlıkta değerlendirdiklerini kaydeden Demiroğlu, “Kış turizmi biraz daha hassas kar yoksa kayak yapılamıyor. Kış turizminde yapay karlamanın yayıldığını görüyoruz, ‘kar tarımı’ kavramı ortaya çıktı. Kar bir önceki sezonda saklanıyor, izole ediliyor ve hava nispeten soğuduğunda piyasaya sürülüyor. Doğanın sınırlarını iyice zorlamaya başladık. İnsanlar bir kayak merkezinde başka kayak merkezine gitmeyi düşünüyor ancak bu da daha uzun mesafe kat etmelerini ve karbon emisyonuna artırmalarına sebep oluyor. İklim değişikliğine olumsuz katkı yapıyorlar” dedi.
“HAVA SICAKLAŞTIKÇA TÜRKİYE’DE TURİST SAYISI ARTIYOR”
Her yazın bir önceki yazdan daha sıcak olduğu yıllar geçiriyoruz, bu orman yangınlarının da ciddi şekilde artmasına sebep oluyor. Yaz turizmi konusunda buna değinen Demiroğlu, “Çok ciddi bir yangın havası var, her an her yer yanabilecek durumda bunlar maalesef normalleşmeye başladı. Bunları durdurmak değil ama azaltmak bizim elimizde, fosil yakıtlardan daha uzaklaştıkça daha az yangının olduğu bir yaz mevsimi geçirmek mümkün.” dedi. İnsan davranışın bunlara paralel hareket etmediğini belirten Demiroğlu, Antalya kıyılarında iklim değişikliğiyle birlikte yaptıkları bir araştırmada hava sıcaklaştıkça Türkiye’de turist sayısının artığını dile getirdi.
2077-2099 ARASINDA ANTALYA’DA YAZIN HER GÜN SICAKLIK 48’E ÇIKACAK
Demiroğlu, iklim değişikliği yokmuş gibi yaşamanın sonuçlarını herkesin yaşayacağını dile getirdi ve şu ifadeleri kullandı; “Araştırmalara göre, 2021-2050 arasında Antalya kıyılarında ortalama sıcaklık 42-43’lere çıkıyor. 2070-2099 arasında ise yine Antalya’da temmuz ve ağustos boyunca her gün hissedilen sıcaklık 48 dereceye çıkıyor. Humidex 45’i geçtiğinde uzmanlar sıcak çarpması uyarısında bulunur ve bu ölümle sebep olur. 2 ay boyunca neredeyse her gün bu sıcaklığa maruz kalmak ölüm riskini beraberinde getiriyor ve bu tatil olmaktan çıkıyor. Sağlık krizi oluşturuyor. Sıcaklıkla birlikte turistin artması trendi de bir yerde duracak ve bu sağlık krizine dönüşecek.”
TURİZM YÜZDE 5-8 ORANINDA İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SEBEBİ
Demiroğlu, “Yaz turizminde şu an insanlar sıcakla bir şekilde mücadele ediyor, ancak kayak turizmi için aynısı mümkün değil. Kar yoksa kayak yapamazsınız bu insanların tercihi olmaktan çıkıyor, örneğin Avusturya’da yapılan bir araştırmada insanlar daha uzak mesafelere gidip kayak tatili yapabileceklerini söylediler, bu da yine daha çok araç kullanmalarına sebep olacak. Türkiye’de de turizm büyük ölçüde uçak seyahatlerine bağlı ve uçak kullanımı iklim krizinin en büyük sebeplerinden biri. İsveç’te uçak kullanımı bir süredir ‘ayıp’ olarak algılanıyor ve insanlar tren seyahati için teşvik ediliyor. Turizm, yüzde 5-8 oranında iklim değişikliğinin sebebi olarak görülüyor.” dedi.
“100 ÖNCEKİ GİBİ BİR DÖNÜŞÜM YAŞANABİLİR”
Dağ turizminin 100 yıl önce İsviçre’de yaz tatili olarak ortaya çıktığını söyleyen Demiroğlu, “100 yıl önce kış turizmi gibi bir şey yapmak mümkün değildi, dağlar kışın sıcak havadan kaçmak için tercih edilen bölgelerdi. Ancak şimdi geldiğimiz noktada Alpler tamamen kış turizmi odaklı hatta yazın bile biraz daha turist çeksek diye düşünüyorlar. Bu doğrultuda insan davranışını anlayabilmek mümkün değil, 100 yıl önceki gibi bir dönüşüm yaşanabilir, yine yazları dağ turizmi yapmak mümkün olabilir, hiç belli olmaz.”
HAC İBADETİ
Tatil alışkanlığının ötesinde iklim değişikliğinden etkilenmesi mümkün olan bir diğer konu ise Müslümanların Hac ibadeti. Müslümanlarca kutsal olan Mekke çevresinde Kâbe ve diğer kutsal yerlerin ziyaret edilmesi ve dinî gerekliliklerin yerine getirildiği Hac ibadeti, her yıl farklı zamanlarda gerçekleşiyor ve bazen çok sıcak günlere denk gelebiliyor. Buna değinen Demiroğlu, “Plaja ya da kayağa gitmeseniz de olur ancak Hac bir Müslüman için zorunluluk. İleride Suudi Arabistan için korkunç sıcaklık değerleri görülüyor, Hacca nispeten daha yaşlı insanların gittiği düşünülürse çok ciddi bir sağlık krizi bekleniyor. Hac takvimi her yıl değişiyor, bazen çok sıcak bir zaman denk gelebiliyor. Bu durumda ibadeti daha uygun hale getirmeyi planlamak gerekebilir” dedi.
ÇALIŞMA SAATLERİNİN DEĞİŞMESİ GÜNDEME GELİYOR
Kavurucu sıcaklıklar, insanların rutin hayatlarını da etkiliyor bu yaz artan sıcaklıklarla dünya çapında çalışma saatlerinin yeniden düzenlemesi de gündeme geldi. Yunanistan aşırı sıcakların yaşandığı temmuz ayında birçok kurumda çalışmalar askıya alındı. Almanya’da da artan sıcaklıklar sebebiyle doktorlar ‘siesta’ yapılmasını önerdi, Sağlık Bakanı Karl Lauterbach da bunu mantıklı buldu. Yetkililer, böylesine sıcak havalarda İspanya başta olmak üzere Güney Avrupa ülkelerinde yaygın olan ‘siesta’ uygulamasının benimsenmesini gerektiğini söyledi. Erken kalkmak, sabahları verimli çalışmak ve öğlenleri ‘siesta’ yapmanın yaz aylarında benimsenmesi gerektiği ifade edildi.
“DAHA AZ KÖTÜ GÜNLER GÖRMEK BİZİM ELİMİZDE”
Son olarak Demiroğlu, “Gelecekte kötü günler göreceğimiz şüphesiz ancak daha az kötü günler görmek bizim elimizde” ifadelerini kullandı.