KALBİM SENDE KALDI HATAY
YASEMİN ÖZKEREM/İNCELEME YAZISI
Çok geniş bir coğrafyayı etkileyen depremin üzerinden yaklaşık 2 ay geçti. Asıl çilenin şimdi başladığı deprem bölgelerinde insanlar sessiz sedasız hayatlarına devam etmenin çabası içerisindeler. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, özellikle depremde çok büyük hasar alan Hatay’da, yaraların sarılması için olağanüstü bir çaba söz konusu olduğunu söylemek mümkün…
Uludağ Elektrik’in gerçekleştirdiği Hatay’a ziyaret programına katılan bir basın çalışanı olarak kalbimi Hatay’da bıraktığımı da vurgulamak isterim.
Samandağı’nda iki okula yaptığımız ziyaretlerde özellikle çocukların artık bu zoraki yeni koşullara hemen nasıl adapte olduğunu da gördüğümüzü belirtmek isterim.
‘Çocuk her yerde çocuk’ anlayışından yola çıkarak şuna dikkat çekerek sürekli şunu soruyorum kendime:
Bundan sonra ‘depremin çocukları’ hayatlarına nasıl tutunacak ve nasıl devam edecekler?
Şimdi düşündüğüm de inanın çok üzücü…
Şuan da ülkenin başka şehirlerindeki çocuklarla deprem bölgelerindeki çocuklar arasında nasılda bir uçurum oluştu. Özellikle yaşam koşulları baz alınırsa diliyorum ki biran önce her şey yoluna girer ve okullarına da o güzel oyunlarına da ve mutlu yuvalarına da kavuşurlar.
BUNUN ADI TRAVMA
Kayıplar çok büyük… Elde kalanlar belki de hiç…
Dedim ya çocuk her yerde çocuk. Ve bu tüm olup bitenler onlara çok şey öğretecek…
Belki de aralarından mimar ve mühendis çıkacak… Bundan sonraki yapı inşalarında aynı hataları yapmamak için var güçleriyle memleketleri için çalışacaklar. Kim bilir?
Ülkemizin tarihinde çok büyük yıkıcı depremler elbet var…
Günümüze baktığımızda birçok konuda ders almadığımız bir aşikar…
Belki bundan sonra bir şeyler değişir ve doğru bir bilinçle hareket edilir tek temennimiz budur…
KAYBOLAN ANILAR
Hatay çok güzel bir şehir. İlk gidişim ve bitki örtüsü havası ve insanına hayran kaldım desem yalan olmaz… İnsanları o kadar yüce gönüllü ki… Bu durumda bile bizleri çadırlarına çay ve çorba ikram için davet ettiler… İnsan şunu diyor: “Nasıl ya nasıl ortak olurum böyle bir duruma ancak ben elimde
yardımlarımla gelebilirim ancak o zaman ziyaret edebilirim”
Onlara kaybolan yıllarını, anılarını, kaybolan şehirlerini geri veremeyiz evet ama yanlarında olduğumuzu ve bu desteğin sürekli ve istikrarlı olduğunu göstermenin de başka bir yolu yok ayrıca…
Bizler kısıtlı bir zamanda Hatay’ı ziyaret ettik… Bursa’ya dönerken de onları yeniden kaderleriyle baş başa bıraktık fakat şunu diledik: Hatay’a yeniden gelelim ve geldiğimiz de bu sefer her şey biraz daha atlatılmış ve düzelmiş olsun.
ÇADIR KENTLER
Kimisinin evi yıkılmamış ama ağır hasar almış bu yüzden evine girip barınamıyor…O da evinin bahçesine bir çadır kurmuş… Orada yaşamını devam ettiriyor. Hatay Samandağ’da böyle görüntülere rastlamak da çok mümkün… Çadırın içerisinden soba borusu çıkıyor. Orada kendine mecburen bir yaşam alanı yaratmış ‘ve geçecek bu da geçecek’ umuduyla idare ediyor Samandağlı insanı…
ARABA MEZARLIĞI
Deprem sırasında binaların altından çıkarılmış ve neredeyse tanınmaz şekilde olan arabaların yer aldığı yüzlerce araçtan oluşan bir mezarlık vardı. Gözlerimizi alamadık o alandan.
Biz gittiğimizde o ağır yaralar bırakan o büyük binaların o büyük enkazları çoktan kalkmıştı… Yerine büyük büyük alanlara bırakmıştı. Diliyoruz ki o alanlarda yeni semtler yeni yaşamlar ama daha sağlam binalar inşa olur… Ama tabi aracımızla geçerken gördüğümüz bazı yıkıntı binalar da hayret vericiydi…
AÇIK MÜZE VE BİR YANDA YENİ UMUTLAR…
Adeta o felaketin ardından bıraktığı gerçeği gözler önün seren bir açık müze misali bazı binalar ilginç bir şekilde öylece yıkık bir halde duruyordu. Sanki ortalarından fay hattı değil de bir canavar geçmişti… Eşyalar içerlerinden sarkıyordu… Daha önceki yaşamlarından bizlere ipuçları verircesine…
Hatay’ı iğde ağaçlarının kokuları sarmıştı… Yeşillik ve bitki örtüsü yine bir yolunu bulmuş kendini
göstermişti. Bu umut verici elbet. Çünkü yeni umutlarla yeniden yarınlara açılan bir kapı gibiydiler…
Sahili belki de gördüğümüz en iyi sahillerden biridir… Geniş ve özgürce… Biz gittiğimizde güneş batmak üzereydi. İzledik ve şunu diledik: Umuyoruz ki Hataylı halklı da bu sahile tekrar gelerek bu eşsiz sahilin tadını doyasıya çıkarmayı asla unutmaz ve eski güzel günlerine kavuşur umarız…
NE KURTARABİLDİYSELER ONUNLA DEVAM…
Aşevi kuyruklarındaki insanlara baktığımızda bir yerlerden edindikleri tabak çanaklarla o akşam yemeğini almaya gelmiş ve sıraya girmiş… Uzaktan baktım daha çok… Herşeye rağmen yaşamaya devam umut dolu zorla da olsa gülümsemeye çalışan yüzler vardı o sıralarda… Belki de onları aydınlığa çıkaracak belki de yeniden küllerinden doğmalarını sağlayacak gücü de buradan alıyorlar…
Kabullenme ve yeniden hayata tutunma çabası…