İÇ MİMAR NEHİR ÖZBEY MİNİKO KONTEYNER PROJESİ’Nİ TANIMLADI: DÜNYAYI VERELİM ÇOCUKLARA

İÇ MİMAR NEHİR ÖZBEY MİNİKO KONTEYNER PROJESİ’Nİ TANIMLADI: DÜNYAYI  VERELİM  ÇOCUKLARA
07.04.2023
A+
A-

 

                                                                            SEMA NUR AVŞAR/RÖPORTAJ

İç mimar Nehir Özbey ile mimarlıktan deprem bölgesinde başlatmış oldukları MiniKo Konteyner Projesi’ne kadar her şeyi konuştuk. Kendisini en çok heyecanlandıran projesinin MiniKo Konteyner olduğunu vurgulayan Özbey, ‘Dünyayı verelim çocuklara, hiç değilse bir günlüğüne’ ifadelerini kullandı.

İç mimar Nehir Özbey ile mimarlığın en ince noktalarını ve hayata geçirdiği projeleri konuştuk. Gençlere tavsiyelerden deprem bölgesinde hayata geçirdiği MiniKo Konteyner Projesi’ne destek veren sponsorlara kadar birçok merak edilen soruya yanıt veren Özbey, geleceğe yönelik hedeflerini de paylaştı.

MİNİKO PROJESİNDEN BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?

MiniKo standart ebatlı bir konteynerın çocukların eğitim, aktivite yapabileceği, film izleyebileceği, kitap okuyabileceği bir alana dönüştürülmesi projesi. Bu konteynerın içinde her şey olacağı için her bir konteyner kenti dağıtmak istiyoruz. Hatay’da sadece 40-50 tane konteyner kent var. Çok sayıda ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz, tabi elimizden ne kadarı gelirse yapacağız bu yüzden rakamsal bir sınır koymadık. MiniKo’ların üretimini birçok firma, dernek ve kurumun desteğiyle beraber sağlıyoruz. Ardından Nilüfer Belediyesi’nin lojistik desteğiyle beraber bölgeye gönderiyoruz. İlk iki tanesini Hatay Samandağ’da Expo’ya gönderdik ama Maraş’ta, Adıyaman’da da çok fazla ihtiyaç var biliyoruz. Şimdi iki tanesini de Adıyaman’a göndereceğiz. Bireylerden de kitap, kırtasiye gibi konteynerın içini doldurabileceğimiz malzemeler ya da içerisindeki ufak tefek hareketli mobilyaların temini konusunda destek bekliyoruz. Onun dışında daha çok firmalar bağış yoluyla bunu tamamlıyor. Biz iç mimarlık ofisi olarak böyle bir projeye başladık ve daha sonra arkadaşlarım, çevrem ile birlikte gönüllü olmak isteyen birçok kişi de eklenmiş oldu. Orada da konteynerın tüm kurulumunu kendimiz üstlendik, yerleştirdik, çocuklarla buluştuk hatta aktivite bile yapma fırsatımız oldu. Buradan her şeyi hazır götürdüğümüz için orada hiç vakit kaybetmeden kullanılmaya başlanabiliyor. Çünkü bölgedeki en büyük problem de buymuş aslında. Evet bir şeyler tedarik edilip gönderiliyor fakat sürecin takibi yapılmadığından onlarda da o gerekli malzemeler bulunmadığı için çok zorlanıyorlar. Biz buradan elektrik bağlantısı ve ampulüne kadar kontrol edip gönderiyoruz. Oradayken sadece şebeke bağlantısı kent tarafından yapıldı ve kullanılmaya başlandı. Şimdi 10 tane NOSAB’dan boş konteyner bekliyoruz, başkanı Erol Gülmez tarafından temin edileceği söylenmişti. En büyük desteğimiz Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ve Başkan Yardımcısı Remzi Çınar Bey’den, her şeyle ilgilendiler… Toplam 14  tane konteyner tamamlamaya çalışıyoruz, iki tanesini gönderdik iki tanesi de bitmek üzere. Geri kalan 10 konteyner için de hala destek açığımız var. Onlar da tamamlandıktan sonra inşallah devamının gelmesini istiyoruz. Enerjimiz olduğu sürece biz yapmaya hazırız.

          GÖNDERİLECEK OLAN 14 KONTEYNERIN İÇİNDE NELER YER ALIYOR?

Televizyon, klima, çocuklar için 20 adet masa düzeni, ayrıca film saati ve etkinlikler için 20 adet minder bulunmakta. Raf üniteleri, depolama alanları, banklar, askısına kadar içerisinde her şey mevcut diyebiliriz. Bu proje için Arçelik 10 tane televizyon ve klima bağışında bulundu geri kalan dördünü de kendimiz temin edeceğiz. Çocuklar için çok güzel bir alan sağlanmış oldu, görünce de çok sevindiler. Biz ek olarak 10 kişi konteynerın içini kendi ellerimizle boyayarak gönderdik bayağı renkli ve tatlı bir alan oldu. O yüzden projeye başlarken de maksat ihtiyaç karşılansın ve bitsin değildi biraz da oradaki çocuklara çocukluklarını yaşatalım istedik. İki tane masa koyduk sizin için kreş yaptık değil de gerçekte olması gereken neyse biraz daha normalleşmelerini sağlamak adına giriştik bu işe. Çocuklar çok mutlu oldu biz de mutlu olduk umarız daha fazla çocuğa ulaşabiliriz.

ÜLKEMİZDE MİMARLIK EĞİTİMİNDE EKSİK BULDUĞUNUZ ALANLAR NELERDİR?

Ülkemizdeki mimarlık eğitimi pratiğe yönelik değil daha çok teoride kalıyor. Biz projelerimizi hayal gücümüzle tasarlıyoruz okulda bunları görüyoruz teknik kısmı da var ama bunları nasıl uygulayacağımız hakkında pek bir fikrimiz olmuyor açıkçası. Ve gerçek mimarlık pek öyle değil. Şantiye ortamı daha yoğun ve projelerin gerçekleşme aşaması orada oluyor. Zorunlu stajların süresinin uzatılmasının faydalı olacağına inanıyorum. Aynı zamanda tasarlanan projelerin pratiğe aktarıldığı alanlar olması, öğrencilerin de bu deneyimi yaşaması gerektiğini düşünüyorum. Öğrencilerin eğitim yıllarında pratiğe yönelik projelerin uygulamada nasıl gerçekleştiğini bizzat yerinde görmeleri gerekiyor. Yalnızca teori odaklı verilen eğitimlerden şantiye ortamına geçiş yapıldığında maalesef sudan çıkmış balık gibi oluyoruz.

MİMARLIK ÖĞRENCİLERİ VE GENÇ MİMARLAR İÇİN TAVSİYELERİNİZ NELERDİR?

Öğrencilere en büyük tavsiyem mutlaka staj yapsınlar, şantiyeye daha fazla ağırlık versinler ve yaz ayları mümkünse çalışsınlar. Bizim işimiz önce yaratıcılık gerektiriyor ve bu yaratıcılığı bazı ilham kaynaklarıyla desteklemeliler. Başkalarının projelerini incelemeleri, ülkemizde ve dünyada neler olduğunun takibini yapmaları en önemlisi araştırmacı olmaları gerekiyor. Sanatın bazı kollarından beslenmeleri, ilgi duymaları, seyahat etmeleri onların yaratıcı yönünü besler niteliktedir.

KONSEPT OLUŞTURURKEN YATIRIMCI VE MİMAR AÇISINDAN SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Bize ilk başvurdukları zaman kendi düşünce dünyalarında bir fikir belirlenmiş oluyor. Biz de ilk olarak onlardan bunu talep ediyoruz. Genellikle bize başvurmadan önce zaten bir ön araştırma yapılmış oluyor. Zevklerimizin uygun veya yakın olacağı düşünüldüğü için başvuru gerçekleşiyor aslında. Mimar hem karşı tarafın istek ve ihtiyaçları göz önünde bulundurup hem de kendi tasarımsal zevki ve becerisiyle bunları harmanlayıp konseptini oluşturuyor. Bu aşamada karşı taraftan mutlaka geri dönüşler alıyoruz sonrasında da minik minik revizyonlarla proje son haline ulaşıyor. Genellikle projelerde tasarımcının payı çok büyük olmasına rağmen yine kişinin isteklerini mutlaka göz önünde bulunduruyoruz. Tabi mekânında kendine özgü ihtiyaçları olabiliyor, kişi bunu bilmese de mimar bunun farkında olmalı. Tüm bunları harmanlayarak konsepti oluşturmuş oluyoruz.

SON OLARAK GELECEĞE YÖNELİK HEDEFLERİNİZİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?

Ülkemizin hem genel hem de mesleki anlamda daha güzel günler görmesi için önce hem kendi adıma hem de çevrem adına elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu meslek olarak da belki bir kişi iki kişi olsak da eminim ki çoğalarak bu bilinci hepimiz kazanıp daha güzel projeler ortaya çıkaracağız. Ben her insanın sadece kendine değil topluma da fayda sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Mesleki anlamda da bu böyle o yüzden MiniKo Konteyner projesine başladık. Biz iç mimar olarak ne yapabillirizi düşündük ve ortaya böyle bir proje çıktı. İç mimarlık sadece bir alanın kullanımı olarak algılanıyor ama bir kabuğun içindeki büyük bir mekânın tasarımı da olabilir o yüzden daha büyük kitlelerce kullanılabilecek bir alan tasarımım olmasını çok isterim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.