İNSANVE İNSANIN DEĞERİ HAKKINDA
Bir yeri yaşanılır kılan insandır. Orada insan yok ise dünyanın en güzel yeri de olsa bir şeye yaramaz. Dağı, manzarası, suyu, havası, denizi, çayırı, çimeni beş para etmez. Rahat ve konfor insanı mutlu etmez. Anlayışsız insanlar arasında yaşamak cehennem gibidir. Eğer insanları iyi ve güzelse dünyanın en mahrum yerlerinde bile mutlu yaşayabilirsiniz. Oradan ayrıldıktan sonra güzel hatıralarımız olur.
İnsan hiçbir şeyin araç ve aleti yapılamaz. Hiçbir nesne, inanç ve ideoloji insandan daha değerli olamaz. En pahalı mücevher bile takıldığı parmaktan aşağıdır. Beden giysiden üstündür. Konut ve araba insana hizmet içindir, onu kendinden üstün görme. Din bile insan içindir, insan din için değildir. Dünyevi mutluluğu hiçe sayan bir din olamaz. Kuran hem dünya hem ahret güzelliğini istememizi öğütler.
Her insan kendini dünyanın en değerli varlığı bilir. Bu doğrudur. Kimseyi küçümsemek hakkımız yoktur. İnsanları bulunduğu mevki ve maddi durumuyla değerlendirmek yanlıştır. Dertlerini dinlerseniz gönüllerini kazanmış olursunuz. Dinlenilmek ihtiyaçtır ve en büyük üzüntüleri dağıtır. Dinlemekle insanlara karşı iyi niyetinizi ispatlamış olursunuz. Böylece size inanır ve güvenirler.
Değerli insanlar başkalarına değer verir, değersiz insanlar kimsenin kıymetini bilmez. İnsan başkalarına değer vermekle küçülmez, yükselir. Büyük olan; insanların kusurlarını affeder küçük olanlar; kınayıcı olur, insanlara tepeden bakar. İnsanları ahlakına ve dürüstlüğüne göre değerlendirmeliyiz. Allahın yarattığı emsalsiz bir sanat eser olması bakımından bütün insanlar değerlidir, saygıya layıktır.
Menfaatiniz öyle davranmayı gerektirdiği için değil, gerçekten her insanın değerli olduğuna ve her insanda değerli bir taraf bulunduğuna inanmalısınız ve bundan dolayı onlara ilgi ve sevgi göstermelisiniz. İnsanlar samimiyet ve dürüstlüğünüze inanırlarsa eleştirilerinizi hoş karşılarlar. Amerikalı Filozof Emerson: “Karşılaştığım her insandan mutlaka bir şey öğrenmişim” diyor. Kendimizden başka kimseyi görmezsek kimse de bizi görmez ve sormaz. Suçu kendimizde arayalım.
İnsanlar değerli olmak istiyor fakat neyin değerli, neyin değersiz olduğunu bilmiyorlar. Değerli olmak için peşinden koştukları şeylerin çoğu değersizdir. Giysinin, konutun, paranın, arabanın, markanın, şöhretin, unvanın esiri oluyorlar. İnsan bunların hepsinden üstün ve değerlidir. Ama kendini sahip olduğu nesnelerden aşağı görüyor. Arabası çizilse bütün aklını kaybeder, küfürler yağdırır, dünyası yıkılır.
İnsanın değeri peşinden koştuğu şeye göredir. Kendinizi yüksek şeylere layık görürseniz hayatınızı yükseltir ve değerli olursunuz. Basit ve sıradan şeylerin ardından koşarsanız basit ve sıradan bir insan olursunuz. Kendi değerimizi kendimiz belirleriz. Bunun için hiçbir sınır ve engel yoktur. Kendine yüksek değer biç. Çıtayı yüksek tut. Bir yazar:“Ne ile uğraşıyorsanız sizin değeriniz odur” diyor.
Bütün değerini mevkiinden ve servetinden alan insanlar vardır. Bunları kaybedince bir hiç olurlar, kimse yüzlerine bakmaz. Arayan soran olmaz. Adeta sudan çıkmış balığa dönerler,o debdebeli günler artık geride kalmıştır. İnsanı değerli yapan ne mevki ne servettir. Servet ve mevki gelip geçicidir, bugün var yarın yoktur. İnsanlar için iyi bir şey yapmışsanız unutulmaz, öldükten sonra da anılırsınız.