Sismik izolatör her binaya şart
HIDIRCAN KAYA/ÖZEL HABER
DEVA Partisi Osmangazi İlçe Başkan Yardımcısı ve İnşaat Mühendisi Çetin Demir, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremi Kent Bursa’ya değerlendirdi. Olası bir Marmara depreminde zemini güçsüz yerlerin tehlikede olduğunu belirten Demir, “Depreme dayanıksız bölgeleri iki çeşit olarak sınıflandırabiliriz. Birincisi zeminsel yönden güçsüz dediğimiz yerler var, özellikle Gemlik ve Nilüfer bölgesi gibi zemin sıvılaşmasının olduğu yerler mevcut. Diğer yandan yapı olarak baktığımız zaman herhangi bir bina deprem yönetmeliğine uygun olarak yapıldığı takdirde o binanın tamamen yıkılmaz olduğunu söylemiyorum ancak ölüm riski az olur. Çünkü kaçak yapılar, elle dökülen betonla yapılan yapılarda kutu gibi iç içe geçme durumu olabiliyor. Nilüfer bölgesinde yeni bir yapılaşma mevcut ancak zemini kötü. Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen illere baktığımızda binanın yeni olduğunu görüyoruz ancak zemin sıvılaşmasından kayma olmuş. Özellikle dağ yapılarında depremin etkisini düşürdüğünü söyleyebiliriz. Alüvyon zeminler dediğimiz sıvılaşmanın olduğu yerlerde deprem daha fazla hareketli olduğundan dolayı yıkım gerçekleşiyor” açıklamasında bulundu.
“SİSMİK İZOLATÖR KESİNLİKLE OLMALIDIR”
Her binada mutlaka sismik izolatörün olmasının gerektiğini sözlerine ekleyen Demir, “İzolatörün maliyeti 20 dairelik bir binada daire başına 200-250 bin arasında değişiyor ancak insan canından önemli değil. Mutlaka ama mutlaka sismik izolatör yapılmalı, Japonya’da, Endonezya’da bu sistem sayesinde can kayıpları yok denecek kadar az” dedi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜME ÖNEM VERİLMELİ”
Kentsel dönüşümün doğru düzgün yapılamadığını ifade eden Çetin Demir, “Yapan müteahhit için de vatandaşlar için de bu sistemin düzgün bir şekilde oturtulması gerekiyor. Müteahhitlerin hiçbiri 30 daireyi yıkıp da yerine 20 daire yapmaz. Olası bir Bursa depreminde daha az can kaybı yaşanması ya da hiç yaşanmaması için bizim kentsel dönüşümü kesinlikle yapmamız gerekiyor. Ortak yolun bulunması gerekiyor. Mal sahiplerinin devletin verdiği imkanlar dahilinde bu sistemi kabul etmesi lazım” dedi.
“HERKES MÜTEAHHİT OLMAMALI”
Önüne gelenin müteahhit olduğunu söyleyen Demir, “Herkes müteahhit olmamalı. Her meslek kesiminden vatandaşlar müteahhit olabiliyor. Bu işe de bir dur demek gerekiyor. Bir şartı olması lazım. Proje çizildi diyelim, o işe başladılar. Sonuçta o projeyi müteahhit çizmedi. Bu durumu yapı denetim kontrol ediyor, belediye kontrol ediyor, oranın 3 tane şefi var onlar kontrol ediyor. Onların nezdinde de inşaata başlanıyor. Bütün suçu müteahhite yüklüyorlar ancak bu durumu denetleyenler de suçlu. Binayı yapan, kontrol eden hepsini tek tek almaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
“1999 ÖNCESİ YAPI STOKU YÜZDE 50’DEN FAZLA”
1999 öncesi Bursa’daki yapı stokunun yüzde 50’den fazla olduğunu ifade eden Demir, “Yerel yönetimlerin departman kurup riskli binaların keşfinin yapılması lazım. Bunun için de belediyelerin deneyimli mühendis alımı yapması gerekiyor. Bu işler de tamamen ücretsiz yapılmalı. Binanın depreme dayanıklılığını ölçmek için ilk başta test firmaları gelip karot, sıyırma testi alır ve röntgen çektirir. Röntgen ve sıyırma testi elde durur. Beton numune değerine bakılır, C 20’nin altındaysa hiç teste gerek yok, çürük sayılır, riskli durumdadır. Her riskli bina yıkılmaz, güçlendirme yapılabilir. C 20’nin üstünde çıkan durumlarda ise performans analizi yapılır. Testlerin maliyeti 4-5 bin lira civarında. Performans analizi de projenin büyüklüğüne göre değişiyor. O da yaklaşık 15-20 bin lira civarında değişir” ifadelerini kullandı.