Haberciliğin üzerindeki toz bulutları hala kalkmadı
“…sosyal medya habercilerinin yine işlerini muhteşem şekilde yaparak, “50’ye yakın yaralı olduğu tahmin ediliyor” şeklinde paylaşım yaparak korku salmaları şahsen beni yine çileden çıkardı. Haberi ilk yayınlayan olmak, ilk duyuran olmak elbette bizim işimizde önemli bir olgu. Ancak afaki ve belirsiz bilgiler üzerinden, haberi şişirerek insanları korkutmak, ya da okuyucuları yanlış algıya sürüklemek ne habercilik anlayışına uygun, ne de vicdana!
Bunun en bariz örneğini aylar önce, eski eşi tarafından öldürülen okul müdürü Yasemin Ağır’ın haberini okurken görmüştük. Utanmadan, düşünmeden ve ne yazdığının farkında olmadan, öldürülen Yasemin Ağır’ın iş arkadaşını “dostu” kelimesiyle tanıtan sözde habercilerin- ki ben onlara gazeteci demek istemiyorum- bugün aynı algıyı “50’ye yakın yaralı olduğu düşünülüyor” üzerinden yaptıklarını görüyoruz.
Benim basın sektöründeki herkese saygım var ama sadece işini insani ve doğru yapan herkese!”
Böyle yazmıştım Mayıs 2022’deki bir köşe yazımda.
Başlığı da “Haberciliğin üzerindeki toz bulutları”ydı.
Şimdi deprem bölgesinde izinsiz, rızasız kamera mikrofonu depremzedelerin gözüne sokan yahut sesini duyurmak isteyen depremzedelerden mikrofonu geri çeken meslektaşlarımı görüyorum da, sanırım bu toz bulutları kısa vadede üstümüzden kalkmayacak!
Çok yazık…