BİLGELİK HAKKINDA

Bilgisi artınca insan esasında ne kadar az şeyi bildiğini ve anlamanın ne kadar zor olduğunu idrak eder ve daha alçakgönüllü olmaya başlar. Her şeyi bildiğinin gurur ve kibri insanın çok hoşuna gidiyor. İnsan çok şeyler bildiğini sanıyor ama esasında bir şey tam bilmiyor.  İşin en kötüsü bilmediğini de bilmiyor.

Bilgelik insanı sağduyulu ve özgür yapar. Bilge kendine yeterlidir. Kendine yetmeyene hiçbir şey yetmez. Bilge hiçbir şeye katlanmaz. İstediğini yapar, istemediğini yapmaz. İnsanlardan saklayacak bir şeyi yoktur. Birisine söylemek istediğini söylemekten hiçbir şey onu engelleyemez. Karşılaşacağı iyi veya kötü hiçbir muameleye aldırış etmez ve ondan etkilenmez. Her şey daima beklediği gibi olur.

Bilgelik insanın içinde saklıdır, her yerde insan onunla birliktedir. Gerçek bilge dünyanın en güçlü insanıdır. O sevinçlerini ve acılarını ruhundan devşirir, meydana gelen her olayı lehine çevirmeyi bilir. Kimse bir bilge ile baş edemez, onu yenemez. Siz onun bedenine hükmedebilirsiniz ama iradesine hükmedemezsiniz. O ihtiyaçlarını en aza indirmiştir ve kimseden korkusu ve beklentisi kalmamıştır.

Okuduğu kitapların, yazdığı yazıların yok olması bilgeyi üzmez çünkü o yazıların kaynağı kendisindedir. Bilge, ruhundaki ve davranışlarındaki asaletle büyüktür. Maddi olarak bir şeyi olmayabilir fakat bu değerini düşürmez. O bir şeye “sahip olmaya” değil, bir şey “olmaya” çalışır. İnsanın malik olarak gördüğü her şey özgürlüğünü sınırlar.  Nesnelerin temel özelliği kırılmak, yok olmak, kaybolmak ve çalınmaktır ama kimse düşüncelerinizi, fikirlerinizi ve kişiliğinizi sizden çalamaz.

Bilge yumuşak başlıdır ama asla her şeye boyun eğen, herkesin dediğini yapan değildir. O her şeyi sakin ve olgun bir şekilde karşılar. Hiçbir şeye kızmaz fakat beğenmediğini çekinmeden söyler. Cahillerden ve anlayışsızlardan gelen hakaretlere güler geçer. Kimse onu etkileyip pasif duruma düşüremez. Başkasının sözlerinden etkilenmek, insanın henüz yeterince olgunlaşmadığının işaretidir.