Üç kız üç kahve

Bir kehaneti göre üç gün küs kaldığı kız kardeşi ile arası bozuk olan beyaz tenli kadının, “bir gün üç kızı olursa üçü de bir gün içinde bu hayattan görsünler” diye bir söylemi olmuş, kız kardeşi kadar beyaz tenli olmayan, hatta kahve kadar esmer olan kardeş.
Gel zaman git zaman, bu beyaz tenli kadının üç güzel kızı olmuş. Bu üç kız kardeş, kaderlerinden habersiz üç gün içinde ölmüşler.
Biri şekerden, biri yanarak, birisinin de neden öldüğü belirsizmiş.
Üç kız kardeşin büyüğü, hayatlarının o son gününde üç kahve yapmış. Biri bol şekerli, biri az şekerli ve sonuncusunu da sade yapmış.
Bol şekerliyi içen, şekerden gitmiş ve akşamı çıkaramamış, yan tarlada yığılıp kalmış. Mutfakta cezvenin altını açık unutan kız kardeş ise akşam saatlerinde büyüyen alevlerin içinde kül olmuş.
Son kız kardeş ise herkesten habersiz evde son kahvesini içtiğini biliyormuş, çünkü o gece çeyizi ile ve özellikle kahveyi çok sevdiğinden fincanları ile sevdiğine kaçacakmış fakat kızı kaçırmak için gelen giden olmayınca, yürümüşte yürümüş, meçhule doğru.
En nihayetinde o gün içilen üç kahve de, üç kız kardeş içinde son kahveleri olmuş.