VERMEYE ALIŞMAK
Huzuru ve mutluluğu için insanın vermeye alışması lazımdır. Hiç vermesini bilmeyenler dünyanın en yoksul insanlarıdır, asla doymak bilmezler ve hiçbir şeyle mutlu olmazlar. Daima daha fazlasını elde etmeye çalışırlar. Bunlar zavallı insanlardır. Kimse bunların birisine bir şey verdiğini görmemiştir. Bütün dinler insanı vermeye teşvik eder. Cimrilik yerine bolluk felsefesine alışmamız lazımdır.
İnsanlar kullanmadıkları en gereksiz şeyleri bile tutuyorlar. Bir şeyi başkasına vermek canından bir şey koparmak gibi geliyor. Hâlbuki onları isteğiniz dışında bir gün bırakıp gideceksiniz. Kendi arzunuzla verseniz hayatınız güzelleşecek. Okumadığınız kitapları, kullanmadığınız gömlekleri, ayakkabıları, giysileri, koltukları verin başkasına. Neşeniz yerine gelecek, eviniz gibi ruhunuz da genişleyecek.
Büyük insanlar fakir düşmekten korkmaz, ihtiyaçtan fazlasını dağıtır, ihtiyacı olanların ihtiyacını görürler. Büyük İskender Asya seferine çıkarken hazinesini halka dağıttı, kendisine bir şey bırakmadı. Peygamberimiz dağıtmadan evde rahat edemiyordu, borçlu olarak öldü. İnsanı almak değil vermek büyük yapar. Cimriler güvenlik düşüncesi ve yoksulluğa düşmek korkusuyla devamlı biriktirir.