GAFLET HAKKINDA
Hayatı dayanılır kılan gaflettir. Yakıcı gerçekle kim devamlı beraber olabilir! Anlayışımız yüzeysel olduğu için fazla rahatsız olmadan yaşıyoruz. Eğer her şeyi aslında olduğu gibi bilseydik yaşayamazdık. İnsanlar gerçeği bilseler bu kadar rahat yaşayamazlar. Mevlana çıplak hakikati bilmek isteyen dostu Hüssameddin’e: “iste fakat kaldırabileceğin kadar iste, bir ot bir dağı kaldıramaz” diyor. Tespih çeken bir zahide “bunda ne arıyorsun” diye sormuşlar, “gafleti arıyorum” demiş.
Freud bizim gerçek durumumuzun bilinçlilik değil bilinçsizlik olduğunu söyler. Ona göre bilinçlilik geçici ve arızi bir durumdur. Gerçekten öyle anlarımız oluyor ki gerçekle hayali ayırt etmekte güçlük çekiyoruz. Biz gafletle iç içe yaşıyoruz. Esas olan bunun dengesini kurabilmektir. Gafletle gerçek arasında gidip geliriz. Bizi rahatsız eden bütün durumlar gerçektir, hoşnut kılan her şey gaflettir. Alışkanlıklar ve bağımlılıklar gafleti artırıyor. Yaşlandıkça gerçeği algılayamaz hale geliyoruz.
Gaflet devamlı ve kalın olmamalı. Aksi takdirde gerçekten kopuk yaşarız. İnsanlardaki derin gafleti ortadan kaldırmak zordur çünkü bu yılların birikimi ile meydana gelmiştir. İnsanlar bilerek veya bilmeyerek gerçekleri görmekten korkuyor, hayali boş şeylere sarılıyor. Birisi gerçeği onlara söylese kızıyorlar. Kendini kandırarak insan mutlu olmaya çalışıyor. Ama ne yaparsa yapsın bütünüyle bunu başaramaz.