GEÇMİŞ HAKKINDA

28.06.2022
A+
A-

Geçmiş bizi adım-adım takip eder, peşimizi bırakmaz. İster kişisel ister toplumsal geçmiş olsun ondan kurtulamazsınız. Mesela sizi hiç tanımayan bir kente yerleşin, yeni bir tarz ve yeni bir çevre edinmeye çalışın. Hiç tahmin etmediğiniz yerden size geçmişinizi hatırlatan bir dost veya tanıdık çıkıp eski bağlantılarınızı size hatırlatacaktır. Keza ölmüş gitmiş bir ulusun topraktaki izleri de ölmek istemez. Binlerce sene önceki Truva adı bir kafeye ve iş yerine verilir, canlı ve popüler bir hale gelir çünkü o bu toprakların ruhudur. Geçmiş hiçbir şekilde yok olmuyor. Bir yerde ortaya çıkıyor.

Her büyük fikir kendini geçmişteki bir fikre dayamıştır. Hiçbir fikir insanlığın geçmiş mirasını küçümseyerek ve onunla çatışarak büyük olamaz. Bir meslek icra edenler bile pirimiz falandır diye kendilerine geçmişten bir dayanak ararlar. Bir okul veya müessese tabelasında ne kadar eski olduğunu iftiharla yazar. Halk köklü geçmişi olan hanedan ve krallara itibar eder. Kralların yerine nadiren kral sülalesinden olmayan biri geçer. İngiliz altı yüz yıllık meclisini kullanmaya devam eder.

Hesabı görülmemiş bir geçmiş, bizi gölge gibi takip eder. Yapılmış hata ve yanlışlıklar üzerlerini örtmekle ortadan kalkmazlar. Bireyler geçmişte yaptıkları hatalarının üzerinde düşünüp üzüntüsünü yaşamakla, toplumlar da adil ve dürüst bir yargılama ile bundan kurtulurlar. Böylece ayak bağını çözmüş olurlar. Bazı devletler yaptıkları haksızlıklardan dolayı sahiplerinden özür diliyorlar. Bu tamamıyla hataları ortadan kaldıramazsa da acıların dinmesine yardımcı oluyor ve geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor. Yası tutulmamış şey yakamızı bırakmaz.

Geçmişi ve geleneği olmayan kurumlar büyük olamazlar. Her ulus kendine şanlı bir mazi arıyor, olmasa bile yaratmaya çalışıyor. Hiçbir şey birden meydana çıkmaz, bir zemin üzerinde yükselir. “Büyük bir sisteme sırtını dayamadan hiçbir fikir etkili olamaz” diyor Toshihiko İzutsu. Geçmiş başarılar ve eserler insanları teşvik ettiği gibi ezebilir de. O büyüklük ve ihtişam kendinize olan güveni yok edebilir.

Kişisel olarak mazisine bakanların pek azı sanırım orada hoşlanacağı iyi ve değerli şeyler görüyor. Hatalar, yanlışlar, pişmanlıklar, yenilgiler ve hayal kırıklıkları ile karşılaşıyor. Çünkü hayatta arzulanan şeylerle gerçekleştirilenler arasında uçurum var.  Mazimiz beğenmediğimiz şeyleri atıp unutmaya çalıştığımız bir depoya benziyor. Ne ondan vazgeçiyoruz ve ne de ondan memnunuz.  Mazi bugünü yaşamayı engelliyor. Ölüler mezarlarından ellerini uzatarak dünyayı yönetiyor. Karl Gustav Jung, “atalarımızın ruhundan asla kurtulamayız” diyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.