Thomas Mann ve Buddenbrooklar/Bir Ailenin Çöküşü-12
Hans onun gibi okuyup yazmamakta ancak ahkâm kesmek gibi bir görevinin olduğunu da bilmektedir. Tonio yazarlar hakkında konuşmasını istediğinde Hans, ilgi alanlarına odaklı kitapları sıralamaktadır. Tonio’nun, hakkında bilgi sahibi olduğunu sandığı Schiller’inDon Carlos’unun Hans’ın hayatında kayda değer bir yeri yoktur. Tonio da beğenmesinin hâricinde cümle kurmamıştır.
İtalyan operası ekolünden gelen, dünyada eserleri en fazla sahnelenen opera kompozitörlerinden olan Guieseppe Verdi tarafından operaya uyarlanan bu eserinde Schiller, İspanya kraliyet ailesinde doğan anlaşmazlıkları ele almasının yanında, bağımsızlık ve eşitliğin savunuculuğunu üstlenmiştir.
Yazar, gazeteci, romancı, oyun yazarı, şair ve libretto yazarı Joseph Mery’yle, tiyatro yöneticiliğinin yanında libretto yazarlığıyla da kabul gören Camille de Locle tarafından librettosu yazılan eser, totalitarizmle özgürlüğü çarpıştırmış ve özgürlüğün, diğerini diskalifiye ettiği dünyanın yaşanılabilir olduğunun altını çizmiştir.
Romantizmini devrimci romantizm boyutunda yaşayarak, kendisinden sonra sadece Almanya, İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde değil, Rusya gibi, Ortodoksluğu dolayısıyla Avrupamerkezci söylemin inşacılarının dikkatini çeken Asyalı bir ülkede de varlığını hissettiren devrimci romantizmin yıllar öncesinden zeminini hazırlayan Schiller’i, sadece otoriter değil, totatliter düzeneği kitabın ortasından eleştirmesiyle, kendisinden sonra doğan ve ölen PercyByssheShelley’le ortak paydada buluşturmak mümkündür.
İspanya veliahdı Carlos’un muhteris bir muktedir olarak ülkesine yaşattığı sorunları gözler önüne seren eseri kaleme alan Schiller’in, Shelley’yi etkilediği de söylenebilir çünkü Shelley de şiirlerini, Birleşik Krallık’ın, başka coğrafyalardan önce kendi insanına çektirdiklerini anlatmak için yazmıştır.
Alman bir edebiyatçının eserinin Fransız yazarların ve İtalyan kompozitörün dikkatini çekmesinin arkasında, sözü edilen ülkelerin de totaliter düzeneğe tâbi olması ve onların bu tâbiyetten rahatsız olmaları vardır.
Karakterine bu eseri okutmakla Mann, alteregosunda Goethe kadar Schiller’e de yer ayırdığını anlatmak istemiştir.
Almanya’nın totaliter insan yetiştirmeye ayarlı eğitim sistemini iğneli fıçısına oturtmak için Schiller’iTonioKröger’de ağırlayan Mann yalnız değildir. Hayatı, Mann’ınDoktor Faustusadlı eserine ilham veren Schoenberg’in yanında; Berg ve Webern gibi kompozitörler de Atonal Müzik’i, Mann’la hemdert oldukları için gün yüzüne çıkarmışlardır.
Adorno’nunNegatif Diyalektik adlı eserinin de koordinatlarını belirlediği söylenebilecek olan bu müzik türü, sadece doğduğu ülkede değil, başka coğrafyalarda da totalitarizmin eleştirisine girişen kompozitörlerin çoğalmasına yardımcı olmuştur.
Atonal Müzik’in tınıları Türkiye’de; Melih Cevdet Anday, Ece Ayhan, Metin Eloğlu, Turgut Uyar gibi şairlerin; Bilge Karasu, Sevim Burak, Leyla Erbil, Selçuk Baran gibi yazarların; Neşe Erdok, Ömer Uluç gibi ressamların eserlerinde hissedilebilmiştir.
Bu alanda ilerlediği düşünülen İlhan Usmanbaş, ulus-devlet paradigmasıyla iyi geçindiğini belgeleyen eserleriyle, ilerleyişinin uzun süreli olmadığını göstermiştir. Benzeri durum İlhan Mimaroğlu için de geçerliyken, Elektronik Müzik’te yoğunlaştığı için adı Mimaroğlu’yla anılan Bülent Arel onlardan daha sivil ve itaatsiz bir duruş sergilemesiyle ayrılmakta ve anlayışı Adorno’nunAtonal Müzik için yazdıklarına uymaktadır.