Ali Ekber Aydoğan özelinde Derdiyoklar
19 Mayıs 2021 tarihinde sonsuzluğa uğurlanan Ali Ekber Aydoğan’ın İhsan Güvercin’le kurdukları Derdiyoklar, Rotterdam’da 1990’ların ortasında düzenlenen bir festivale davet edilir
Derdiyoklar’ın diğer müzisyenlere göre daha fazla dikkat çektiğini gözlemleyen organizatör, program sona erince kutlama için grup elemanlarının yanına gider ve onları tebrik ederken, onların festivalin bir numarası ve ilgi odağı olduklarını söyler ve ekler: On kişinin yapacağı müziği iki kişiyle yapıyorsunuz.
Bir numara ve ilgi odağı vurgularında sübjektiflik sezilebilir ama bilimsel terbiyeden nasibini ziyadesiyle almış bir kulak, yorumladığıezgileri laf olsun diye dinlemediğinde Derdiyoklar’ın iki müzisyenden oluşan bir orkestra olduğunu dile getirmekte gecikmeyecektir.
Bu orkestra sadece Rotterdam’da değil, yıllar önce mesken tuttuğu Almanya’da da el üstünde tutulmuş ancak Türkiye’de yeterince ciddiye alınmamıştır. Alınmamasının arkasında; bağlama gibi kutsallık atfedilen bir enstrümanın ayakla çalınması, ezgilerin özünün dejenere edildiğinin iddia edilmesi vardır ancak, aynı kulak dejenerasyona tesadüf etmemiş, dolayısıyla aynı göz, bağlamanın elle çalınmadığında itibarının sarsılmadığını gördüğü için sevinmekten kendisini alamamıştır.
Şov, ikilinin albümlerinde ve sahnede gerçekleştirdiği fiilleri karşılamaya yetmez çünkü söz konusu fiillerde Sokak Tiyatrosu’nun nimetlerinin katkısı vardır.
Bu türün amacı, bilindiği gibi oyuncuyu ve izleyiciyi klişelerin zincirinden kurtarmak ve özgürlüğün tadına vardırmaktır. İkili de hem kendilerinin hem de dinleyici ve izleyicilerinin Hoş bir vakit geçirmenin ötesinde özgürlüğü iliklerinde hissetmelerini istediği için Sokak Tiyatrosu ve getirileri merkeze alınmıştır. Şov, bu türden haberdar olmayanların ya da haberdar olmak işlerine gelmeyenlerin işgüzarlıklarının armağanı olarak görülebilir.
Deyiş ve Semah gibi dinsel arka planı olan ezgilerin olabildiğince hızlı yorumlanması, onlara da âdet yerini bulsun diye kulak kesilenlerin burun kıvırmalarına neden olmuştur. Dinleme fiilinin hakkı verildiğinde, adları geçen türlerin itibarlarına halel getirilmediği anlaşılmıştır.
Soğuk ve metalik bir kavram olan deneyselliğin evrim geçirmesini ve devrim gerçekleştirmesini sağlayan Derdiyoklar, cinsiyetçiliğe icazet vermeyen bir grup olarak da müzik tarihindeki yerini almıştır.
Almanya öz
elinde gurbeti ve acıyı çığırtkanlaştırarak değil, ironiden beslenerek konumlandıran Derdiyoklar’dan yıllar sonra, İsmail YK gibi, Türkiye’ye özgü magazinin rüzgârı onu nereye savurursa orada konaklayan bir ismi de bünyesinde barındıran Yurtseven Kardeşler adlı bir grup gün yüzüne çıkarılmıştır. Derdiyoklar’a çemkirenlerin onu ve grup dağıldıktan sonra yoluna tek başına devam eden İsmail YK’yı el üstünde taşımaları, samimiyetsizliğin bu toprakların milli sporlarından biri olduğunu belgelemektedir.
Düğünlerin olmazsa olmazı Derdiyoklar, müzik tutkunlarının düğünden çok karnaval yaşamaları için müzik çalışmalarını sürdürmüştür.
Karnavalın sadece eğlence olmadığının idrakine varanlar çoğaldıkça, grubun attığı imzaya gölge düşmeyecek, bu da Ali Ekber Aydoğan’ın huzur içinde uyumasını beraberinde getirecektir.