Aktümen “Paris’te Gece Yarısı”nı sanatseverler için çözümledi
Nilüfer Belediyesi’nin, Uzm. Dr. Aslı Aktümen’in katılımıyla düzenlediği “Psikolojik Film Çözümlemesi” etkinliğinde “Paris’te Gece Yarısı” filminin çözümlemesi yapıldı. Aktümen, filmin senaryosunu, karakterlerini ve diyaloglarını detaylarıyla birlikte analiz etti.
Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Psikolojik Film Çözümlemesi” etkinliği, sanatseverler tarafından ilgiyle izleniyor. Psikiyatrist ve psikoterapist Uzm. Dr. Aslı Aktümen’in katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Woody Allen’in 2011 yılı yapımı romantik komedi ve fantastik tarzdaki ödüllü filmi “Paris’te Gece Yarısı” ele alındı. Çevrimiçi gerçekleştirilen etkinlikte Aktümen, filmi izleyerek etkinliğe katılan sanatseverlere filmin senaryosunu, karakterlerini ve diyaloglarını, detaylarıyla birlikte psikolojik çözümlemesini yaptı.
Filmin, bir Paris güzellemesi gibi geçtiğini ve şehrin, büyüleyici tarafını göstermek için yapılmış bir film gibi olduğunu belirten Aslı Aktümen, filmde, Paris’in olduğundan çok daha güzel gösterildiğini söyledi. Aktümen, “Woody Allen bu filmde kendine seslenmiş. Allen’in kendi ölüm korkusu ve evrendeki yerini sorgulaması üzerine bir film olduğunu düşünüyorum. Herkesin çok bunaldığı, tükenmişliğin depresyon düzeyine çıktığı şu günlerde, bize biraz umut versin, neşelenelim, kendimizi biraz iyi hissedelim diye bu filmi seçtik. Belki bizim içimizdeki boşluğun da panzehiri olur diye. Çünkü film aşkla bitiyor. Aşk da hayattır. Woody Allen de filmde bunu yapıyor. Biz ne kadar neden konuşursak konuşalım, umutsuzluğa düşmemek adına bizi yüreklendiriyor bence” dedi.
Filmin, geçmişle şimdiki zaman arasında geçtiğini ve temel konusunun da insanın geçmişe olan özlemi olduğunu belirten Aslı Aktümen, “Yaşadığımız ya da yaşayamadığımız geçmişi neden özleriz?”, “İnsan neden başka zaman ve başka kişi arayışındadır?” ve “Şu anda kalmak ya da anın değerini bilmek neden zordur?” sorularını yanıtladı.
Filmin ana karakteri olan Gil’in, 1920’lerin Paris’ine hayran bir Amerikalı bir senarist yazar adayı olduğunu, aslında bir roman yazmak isteyen ve ait olmadığı hayatı yaşayan biri olduğunu hatırlatan Aktümen, “Fimde Gil’in geçmişe olan hayranlığının her dönem için geçerli bir duygu olduğu ve nostaljinin şimdiki zamana inkâr yolu kabul edilişi filmdeki ressamlardan biriyle oluyor. Çünkü her dönemin, yaşadığı dönemden tatminsiz ve umutsuz olduğunu, bir önceki döneme hayranlık duyduğunu ifade ediyorlar. Gil, bu anlamda aydınlanıyor. Çünkü aslında düzeltmesi gereken şey geçmişle hesaplaşması değil, kendi günlük yaşamı olduğunu fark ediyor. Kendi günlük yaşamından aslında memnun olmadığı için geçmişe bu kadar özlem duyduğunu fark ediyor ve filmin temel konuları aidiyet, nostalji, geçmişe bağlılık, modernizm ve ait olduğu zamanda sıkışmak olarak tanımlanabiliyor” diye konuştu.
Aslı Aktümen, etkinliğin son bölümünde katılımcıların sorularını da yanıtladı.