Götürün bizi o güzel yıllara
Geçmiş dönem yazılarımda belirttiğim gibi kaybedene kadar play-off için vâr olma maçlarına çıkacaktık.
Rakip ligin en kaliteli ve tecrübeli kadrolarından birine sahip Altay..
Maça istekli başladık baskılı gözüktük ama finalde sınıfta kaldık. Rakip ise tam tersi az geldi etkili geldi ve cezayı kesti.
Emirhan’ın olmaması ortasaha kalitesini vasatın altına çekerken Batuhan’ın vuruş kimliğini kaybetmişcesine toptan kaçıp sorumluluğu ayak içiyle arkadaşlarına servis etmesi hayal kırıklığımıza bir madde daha ekledi.
Ligde kalmanın başarı kabul edileceği bir ortamda play-off hayali kurduran bu takımı tebrik ederek başka baharları düşlemek gerek…
Menajerlerin ağzını sulandıran, Avrupa takımlarının potansiyel yıldız adayları olarak tanımlanan bu gençleri
girdaba mahkum etmeden kazan kazan sistemiyle hareket etmek gerek.
Ya bedelini ödetip teşekkür edelim
ya da formanın anlamını iyice benimsetip hedefe yürüyelim.
Futboldan çok; kulis, siyaset, menfaat ve fedakarlık gibi madde başlıklarının konuşulacağı döneme girdik.
Gelin kavgayı gürültüyü bırakın
Taraftarın astığı pankart misali
Götürün bizi o güzel yıllara.