Serpil Barlas
20 Şubat 2021 tarihinde, İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki evinde, akşam yemeğinin ardından, ritim bozukluğuna bağlı kalp yetmezliği nedeniyle altmış dört yaşında gözlerini hayata yuman Serpil Barlas, adından 1980’li yıllarda sıklıkla söz ettirmiş bir şarkıcıdır.
Türkçe Sözlü Hafif Müzik adı verilen tür, sözü edilen yıllarda dişe ziyadesiyle dokunan örneklerini vermeye başlamıştır. Barlas’ın alametifarikası olan Oldu Olanlar da onlardan biridir.
1970 yılında düzenlenen Altın Ses Yarışması’nda, Nilüfer’in ardından ikinci olan Barlas’ın bu şarkısı, onu can kulağıyla dinleyenlerin gözlerinin önüne, melodramatik kurguyu un ufak etmeye çalışan sinema filmlerini getirmekte gecikmemiştir. Zaten, şarkıcılık dışında bir de oyunculuğu denemeyi düşünmeyen Barlas ve ekibinin amacı sinema ile müzik arasında alışılmışın dışında bir köprü kurmaktır. Şarkı gerçi, Yandım Aşkınla Ben ile 45’lik olarak 1976 yılında piyasayla buluşturulmuştur ama etkisini 1980’li yıllarda da hissettirdiği için, onu, bu 1980’li yılların belirleyicisi olarak görmek de mümkündür.
Nilüfer’in ardından ikinci olsa da, adı akla bir çırpıda gelmese de Barlas’ın gölgede bırakıldığı, unutulduğu, unutturulmaya çalışıldığı söylenemez. Kaldı ki, diğer hemcinslerine göre, her daim kitabın ortasından konuşmayı tercih eden Barlas edilginliği ve edilginleştirilmeyi elinin tersiyle iten bir isim olarak bilinmiştir.
Oldu Olanlar da aşkı aynı çizgide ilerleyerek yaşayan, arzularına dizgin vurmayan bir kadının portresini çizmiştir.
Bu kadın; Belgin Doruk, Zeynep Değirmencioğlu gibi oyuncularla özdeşleşen İffet Timsali kadından farklıdır. Ondaki; Suzan Avcı, Lale Belkıs gibi isimlerle anılan FemmeFatale’liktir.
Chanson seslendiren kadın yorumcularda daha fazla tesadüf edilen bu ton, Barlas’ın onlar gibi, immoral müziğe imza atmasını beraberine getirmiştir.
İmmoral ve aynı zamanda egzotik tonu, Türkçe Sözlü Hafif Müzik yorumcusu olarak kabul görse de Barlas’ı sözü edilen türün dışına taşmasına yardımcı olmuştur.
Arzuların dizginleri reddettiği yerde aşkı konumlandıran Barlas, müziğin de fasit daireye sıkıştırılmadığı zaman kendisini var edebileceğine inandığı için sesinin sınırlarını zorlamaktan uzak durmamıştır.
Altın Ses dışında Eurovision Şarkı Yarışması’na da katılsa da Yarışmaların Şarkıcısı olarak görülmemesi gereken Barlas, şarkıcılığı yanında, sosyal sorumluluk projelerine adını yazdırarak, şarkıcılığın tek başına yetmediğini, Hüner Coşkuner’le ortak paydada durarak gözler önüne sermiştir.
AİDS, kimsesiz sokak çocukları ve Saray Bosna’da gerçekleşen soykırım gibi trajik sorunların travma nedeni olmaması için çaba sarf eden Serpil Barlas, hassasiyeti lafta bırakmayan bir yorumcu olarak hatırlanacaktır.
Hassasiyeti lafta bırakanlar içinse sadece Barlas değil, başka isimler dedikodu malzemesi olmaktan öteye gidemeyeceklerdir.