Kimseye muhtaç değiliz. Biz bize yeteriz.
Dünya, belki de yüzyılda bir meydana gelen felaketlerden biri olan illet bir hastalıkla boğuşurken, güzel ülkemiz, hem bu hastalıkla boğuşuyor, hem de gerek yurtiçinde, gerekse yurt dışında, düşmanları ile boğuşuyor.
Geçenlerde, hain PKK terör örgütü tarafından kaçırılıp, alıkonulan ve şehit edilen vatandaşlarımıza, Allahtan rahmet dilerken, bu hain saldırıyı kınamayan, bir tek söz dahi söylemeyen, sözüm ona bu ülke vatandaşı olan ama gözümüzde saldırıyı yapanlar kadar alçak olanları görünce, üzülüyoruz.
Sosyal medya da özellikle halkın ilgisi ile oralara gelen sanatçı (!) tayfasının, Ülkenin çıkarına olan bir şey yapılırken,eleştirenler, bildiriler yayınlayanlar, ülkemize zarar veren olaylarda veya bu tarz katliamlarda tek bir cümle yazmıyor ve söylemiyorlar. Halkın teveccühü ile bir yerlere gelenler, söz konusu halkın hassasiyeti oldu mu göremezden geliyor. Gerek yazılı ve görsel medya da ve gerekse sosyal medya da pek çok kişi bu durma tepki gösterip en azından bu tiplerin, teröristlere birkaç şey yazmasını ve söylemesini istiyor. Ülkemize saldırılan her olayda hemen bunlardan bir olumlu tepki bekleniyor.
İbn-i Sinâ ya:- Dünyada devası olmayan bir dert var mıdır? Diye sorduklarında:- Derdin devasızı, iyinin kötüye muhtaç olmasıdır, cevabını vermiş.
Bu durumda biz de devası olmayan bir dert mi var da kötüye muhtacız? Bildiğimiz doğruların, gerçeklerin, hakkın, illa bu tipler tarafından söylenmesine, teyit edilmesine mi muhtacız? Onlar söyleyince ya da söylemeyince olaylar değişiyor mu? Ya da bizlerin baskısı ile bir şeyler yazmaları, onların gerçek düşünceleri mi olacak? Tabi ki hayır. Yine bildiklerini yapacaklar. Yine bizim sırtımızdan kazanacaklar. Ve bizden kazandıkları ile bizim değerlerimize hakarete devam edecekler.
Ne yapacağız? Neler yapmalıyız?
Bu konu uzun ve yıllara yayılarak oluşturulacak milli ruh, milli kimlik ile yetişecek yeni nesillerle çözülecek uzun vadeli bir sorundur. Kültür ve Sanatta millilik oluşturamadığımız sürece devam edecek bir sorun bu.
Bugün ise tepki vermeyenlerin kötü ya da kötü niyetli olduğunu bilelim. Onlara pirim vermeyelim. Bilerek bilmeyerek desteklemeyelim. Önce bireysel olarak bunu yapalım. Sonrası mı? Ona sonra bakalım.
İbrahim’in ateşine su taşıyan kuş, karınca misali tarafımızı belli edelim.Niyetimizi ortaya koyalım. Ne iş yaparsak yapalım, yaptığımız işi, milletimize ülkemize faydası olacak şekilde yapalım. Ülkemizin düşmanlarını sevindirecek, milletimize zararı dokunacak, her türlü olaydan uzak durup, ülkemizin ve milletimizin yanında olalım. Zira bugün ülkemize zarar vermiş olayların karşısında iki kelam edemeyen bu tipler için mesele hiçbir zaman ağaç olmadı. Şimdi de meseleleri vatan olmadığı için şehitlerimize karşı onlardan bir tepki beklemek doğru değil.
Kimseye muhtaç değiliz. Biz bize yeteriz. Yeter ki ne iş yaparsak yapalım daima Hakkın yanında olalım. Zira bu dünyanın sonunda gideceğimiz yerde bize lazım olan hakkın yanında durduğumuz ve onun isteklerini yaparak biriktirdiklerimiz olacak.