EZGİLERİN EFENDİSİ RÜSTEM AVCI

İnegöl’ün TRT’li halk müziği sanatçısı Rüstem Avcı ile Hamzabey Mahallesi’ndeki  evinde bir röportaj gerçekleştirdik.  Onun güzel sesinden artık bize ait olmayan topraklarda kalmış eski topraklarımızın türkülerini dinlerken, bir yandan üzüldük, bir yandan da türkülerle de olsa o hatıraların Rüstem Avcı gibi değerli bir sanatçı hemşerimiz tarafından seslendiriliyor ve yaşatılıyor olması bizleri de mutlu etti.

EZGİLERİN EFENDİSİ RÜSTEM AVCI
06.12.2020
A+
A-

Gönül coğrafyamızda her zaman baş tacı ettiğimiz yörelerimizin türkülerini hakkını vererek icra eden mutevazı sanatçımızla yaptığımız güzel röportajı beğeneceğinizden eminiz.

 

1-Rüstem Avcı Kimdir?

Anne ve babam 1951 yılında Bulgaristan Deliorman bölgesinden, Eskicuma Osmanpazarı kazasından Türkiye’ye göç etmişler.Bursa İnegöl Hamzabey köyüne gelmişler. Osmanlı İmparotorluğu’nun ilk şehidi Baykoca (Kocabey) türbesinin olduğu köy.

Ben, 15 Ağustos 1956 yılında dünyaya gelmişim. Nüfus cüzdanımda 15.02.1956 yazar. Arkadaşlarım ilk okula gidince bende  okula gitmek istiyorum diye ağlamışım. Bu sebeple yaşım altı ay büyütülmüş. Köy yaşantısı içinde koyunlarımız vardı.  İneklerimiz vardı. En zor kuzu çobanlığıdır. Çocukluğumda kuzuları ben otlatırdım. İlk okulu Hamzabey Köyünde okudum.

Orta okul ve liseye İnegöl Lisesine devam ettim. Orta okul 2. Sınıftayken türkülere gönül verdim. Bağlama çalmayı,  türkü söylemeyi çok seviyordum.  İlk çaldığım türkü Gelin Ayşem’dir. İlk bağlamamı İnegölde Aşık Ramazan ustadan aldım.

İnegöl Halk Eğitim Merkezine gittim. Ben bağlama çalmayı öğrenmek istiyorum dedim. Rahmetli Nihat Siper hocamız müdürdü. Artvin Şavşat’lı. 1974-1975 yıllarında bağlama kursu İnegöl’de ilk defa açıldı. Hocalarımız Asım Özkoç ve Yusuf Aslan. Üç ay sonra  hocalarımız ayrıldı. Ben usta öğretici olarak görev aldım. Birçok öğrencim oldu. Hedefim müzik alanında kendimi geliştirmek, başarılı bir sanatçı olabilmek. Genç kardeşlerimize de tavsiyem hangi meslekte olursa olsun hedefiniz olmalı. Hedefi olmayan başarılı olamaz.

1976 yılı eylül ayında İstanbul’a müzik eğitimi için geldim. İlk önce İstanbul Belediye Konservutuarı Türk Müziği bölümüne girdim. Şimdi İstanbul Üniversitesi müzik bölümü oldu. Dersler Türk Musikisi ağırlıklı 3 yıl devam etti. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservutuarı  sınavlarını kazandım. 1982 yılında mezun oldum. Derleme çalışmalarım devam etti. Birçok türküyü TRT repatuvarına öğrenciyken  kazandırdım. Konservatuar son sınıftayken TRT İzmir Radyosu yetişmiş ses sanatçısı sınavı açtı. Yıl 1982. Kazandım. Basit bir radyoya  uyum kursunda konservatuar mezunuyum diye o dönem ilk okul mezunu Türk halk müziği müdürü usulen yapılan sınavda başarılı  olmama rağmen başarısız göstererek görevime son verildi. Senin hocan Nida Tüfekçi öyle mi? Evet deyince yaktım çıranı dedi.

İstanbul’a döndüm. Danıştaya dava açtım. İbrahim Sarıçiftçi müzik öğretmeni flüt için kitap hazırlamış, notaları ben yazdım. Notalar eskiden şablonla özel kalemle yazılırdı. Nota yazma parasıyla avukat masrafımı karşıladım. TRT İstanbul Radyosunda  1983 yılında akitli program yapımcısı oldum. Marmara Üniversitesi müzik bölümünde bağlama hocası oldum.

İlerleyen zamanda TRT Genel Müdürlüğü, TRT İzmir Radyosuna müfettişler yolladı. Sonuç olarak haksızlığa uğradığım tespit edilse de görevime geri dönemedim. Haksızlık yapan o müdür emekliliğini bile alamadan görevden ayrıldı. Ben 1984 yılında TRT Erzurum Radyosu THM ses sanatçısı sınıvını kazandım. 16 Aralık 1984 yılında askere alındım. Tuzla piyade okuluna gittim. TRT görevimi dondurdum.  Yedek subay olarak Konya da görev yaptım. Konya’ya Uygur özerk bölgesi başbakanı gelmişti. Yıl 1985. Dombra, rübap gibi özel Orta Asya sazlarıyla konser verdik. Güzel Türkistan Türküsünü söyledim. Konya da kültür merkezinde Orta Asya müzik topluluğunda çalışmalar da yaptım.

Asker dönüşü ben TRT Erzurum Radyosu için hazırım dedim. Altı ay görevden ayrı kalan tekrar sınav olacak dediler. 3. defa bana sınav yapıldı ve kazandım. Aynı sınavda başka bir arkadaş daha sınava girmişti, sorulan soru bana da soruldu bağlamada bozuk düzende LA-RE-SOL Ankara misket havası Si karar çalınır mı? Ben kısa cevap verdim. Çalınır efendim. Diğer arkadaş çalınır ama tat vermez demiş. Sınavda ki jüri sorunun cevabı bu değil tat vermeyeceğini biz bilmiyor muyuz? Yani ukala ve çok bilmiş olmamak lazım. Sorulan soruya cevap vermek lazım.  8 Ağustos 1986 yılında görev yerimi TRT İstanbul Radyosuna değiştirdim. 347 tane türkünün notasını yazdım. 55 tanesi TRT repervatuarında.

MESAM (Müzik Eseri Birliği) asil üyesiyim. Miyor bir (Müzik Yapımcıları Birliği) üyesiyim.  Yurtiçi yurtdışı birçok konserlerde görev aldım.  Mayıs 1991 yılında 33 gün Bulgaristan da köy köy konserler verdim. Evli ve iki çocuk babasıyım. Oğlum Mehmet Fatih Avcı, kızım Fatma Elif Avcı, Eşim Necla Avcı Batı Trakya İskeçe Türklerinden. TRT İstanbul Radyosunda programlar yaptım. TRT Müzikte Arda Boyları programını Şükriye Tutkun ve Rüstem Avcı canlı olarak sundu. 15 Mayıs 2018 yılında emekli oldum. 6 ay gibi çalışarak masallar, bilmeceler ve türküler konulu Kel oğlan masalını ünlü masal anlatıcısı yeğenim Ayşegül Dede ile bir saatlik program projesi hazırladık. 5-12 yaş arası çocuklar için kültür aktarımı projesi olarak düşündük. Hem milli sazımız bağlamayı tanıttık hem masallar, türküler, bilmeceler vs. Bu konserlerde izleyen çocuklar da bize eşlik etti.  Türkiye genelinde konserler için talepler geldi. İnşallah konserler devam edecek. İlk kaset çalışmam 1985 yılında Batı Trakya Türküleri, kalite plaktan çıktı. Ulus müzik İl İl Türküler projesinde 4 türkü söyledim. Ulus müzik ve TRT iş birliğinde 2010 yılında 18 Türkülük CD çalışması yaptım.  Drama Köprüsü Türküsüne klip çekildi. İMKB (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) sponsorluğunda Savaş Barkçin’in hazırladığı Bir Rumeli Seferi kitabında 15 eserlik Rumeli’nin her bölgesini kapsayan CD çalışması yaptım. Halen konser, derleme ve beste çalışmalarına devam ediyorum.

2-Müziğe kaç yılında başladınız? 

1974 yılında ilk sazımı aldım. Müzik hocam Zeki Çubuk’la, Aşık Ramazan’dan birlikte aldık.

3-Sizce müzik nedir? İnsanlar neden müzik yapar?

Müzik insanların duygu ve düşüncelerini sesli olarak ifade şeklidir. Şarkı ve türkülere dökülmüş halidir. İnsanoğlunun doğumdan ölümüne yaşadığı her konuyu içine alan sözlü ve müzikli eserlere türkü derler. Türkü söyleme geleceği en çok Türk kültüründe vardır. Mesela Almanlarda Almanca Halk Türküsü 800’ü geçmez. Japonlar kendi kültürüne sahip çıkan ülkelerden biridir. Türk Halk Müziğinde yüzbinlerce türkü yakılmış yazılı olmadığı için çoğu unutulmuş. Çünkü kulaktan kucağa, kuşaktan kuşağa değişiklikler yapılarak günümüze gelmiştir.

 

4-İyi müzisyen olmanın bir ölçüsü var mıdır? Varsa nedir?

İyi müzisyen olmak için kişinin yeteceği olması şart. İyi eğitim alarak usta sanatçıları dikkatle takip etmeliler. Sanatını bir adım daha ileriye taşımalı. Bol eser dinlemeli, “ben söylersem daha güzel nasıl söylerim” demeli.

5-üzerinde yaşadığımız dünya müzik yapmak için neler sunuyor müzisyenlere?

Günümüzde iletişim çok gelişmiş. Anında uzak ülkelerle iletişime geçiliyor. Dünya müzikleri çok kolay takip edilebiliyor. Önemli müzik gruplarının milyonlarca takipçileri oluyor.

6-En sevdiğiniz, en çok etkilendiğiniz müzisyenler ve sizi etkileyen müzik türü hangisi?

Ben çok şanslı bir müzisyenim. Konservatuar ve TRT de en değerli sanatçılardan dersler aldım. Başta Nida Tüfekçi, Neriman Tüfekçi, Arif Sağ,

Mehmet Özbek, Yavuz Top, Mustafa Hisarlı, Ali Ekber Çiçek, Turan Engin, Can Etili, Sahin Gültekin, Yücel Paşmakçı, Adnan Ataman, Orhan Dağlı, Tuncer İnan, Ali Gürlü, Ömer Şan, Mehmet Erenler gibi daha adını sayamadığım birçok hocam oldu.

7-Müzik yapmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz?

Müzik yapmak isteyenler, amatör ruhla en çok etkilendiği müzik türünü en iyi sanatçıları dinleyerek başlamalı. Mutlaka bir müzik aletini çalmayı öğrenmeli. Eğitimini de sevdiği müzik türünde yapmalı. Müzik adamı olmak için 3 yolda çalışmalı.

  1. En iyi bir müzik aleti çalmayı öğrenmeli.

2.Çok iyi araştırmalı türkülerde derlemeci olmalı.

  1. İyi bir eğitimci olma yolunda kendini geliştirmeli.

8-Çaldığınız çalgıyla ilgili bilgi verir misiniz? Sizin için ne ifade ediyor çalgınız?

Değerli yazar Okan Recep Aydın, gazeteci ve bağlamayı da usta derecede çalıp söyleyen biri olarak siz de bilirsiniz Bağlama orta asya sazı rübap, Arnavut sazı  iki telli çifteli, orta asyadan dombradan da biraz çaldım. Gitarı akort edecek kadar bilirim. Müzik ve saz aynı yabancı dil gibidir. Bıraktığınız zaman o da sizi bırakır.

9-Türküleriniz nerelerde yayınlanıyor?

Öncelikli olarak TRT’nin radyo ve televizyonarında yayınlanıyor. Özel televizyonlar ve özel radyolarda yer alıyor. Müzik siteleri Youtube, Facebook gibi sayfalarda da  yayınlanıyor.

10-Söylemeyi en sevdiğiniz türkülerin sözlerini ve varsa öyküsünü bizimle paylaşır mısınız?

Her türkü bir olay üzerine yakılır. Eskiden radyo, tv ve iletişim araçları yoktu. Şairler, ozanlar olayları sazı ve sesiyle günler süren anlatımla seyirciye kahvelerde sergilerlerdi. Benim en çok etkilendiğim türküler başta Osman Paşa Marşı’dır. Balkanlarda yaşanan hazin olayda hain Osmanlı paşalarına rağmen Gazi Osman Paşa’nın kahramanca savaşması. O anları yaşarcasına çok duygulanarak Osman Paşa marşını söylerim. Bu marşın Balkan varyasyonunu da derledim.

 

11-Şimdiye kadar kaç konser verdin? Albüm çalışmanız var mı?

TRT ve yurtdışı konserleri, belediyelerimizin festivalleri, dernek geceleri olmak üzere yüzlerce konserler verdim.  Halen konserler vermekteyim.

 

12-Anlatmak istediğiniz bir anınız var mı müziğe dair?

  1. Ankarada TRT Müzik Tv de canlı yayında şef Zafer Gündoğdu Safiye Türküsü TRT repertuarına yeni girdiği yıllarda(1996) şef provada dedi ki ikinci kıtadan sonra davul zurna çalacak. İşaretimden sonra 3. kıtaya girersin. 2. kıta bitti, davul zurna yok. Şef işaret ediyor, türküye girsene. Canlı yayın olduğu için çok telaşlıydı. Ben gayet rahat “Gireriz beya” dedim. Çünkü müzikte ritm çok önemlidir. Ritm kaçarsa tamiri olmayan müzik kazası olur. Onun için rahat bir şekilde türküye girdim. Bu olayı orada olan sanatçılar ve şef her yerde gülümseyerek anlattı. “Gireriz beya”

 

  1. TRT İstanbul Radyosunda canlı, sohbetli, türkülü programdayım. Bayan sunucu sordu. Sayın Rüstem Avcı bu Safiye türküsünde Safiyeye karyola neden dar gelir? Ben hazır cevap; efendim siz Safiyeyi şişman mı sandınız? Türkiye ve Balkanlarda çirkin kadın olamaz. Safiye manken gibi güzeldir. Şişman olan benim deyince “aman Rüstem Bey RTüK “

(Radyo Televizyon Denetleme Kurumu) o zaman sormayın efendim dedim. Radyo müdürümüz Ahmet Akçakaya  arabasında programı dinlemiş. Çok gülmüş. Beni gördüğünde türkünün gerçek hikayesini sordu. Acıklı bir olay üzerinde yakılmış bir türkü dedim.

 

13- Bir çalgı çalmak isteyen, şarkı söylemek isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Değerli hocam Okan Recep Aydın. Çalgı demişsiniz bu sözü çok müzik aleti çalan kompleks yaparak benimsemez.  Peki ne diyeceğiz dersek? Çok yabancı bir kelime olan enstrümanist derler. Oysa çalgı öz türkçe bir kelime.  Rahmetli Neşat Ertaş Almanyadan TV programına bağlantı yaptığında çalgıcılar diye seslenmişti. Saz çalmak isteyen sazı en iyisinden olmalı. Mutlaka ders almalı, söylemek isteyenler de mutlaka bir sazı akort edecek kadar öğrenmeli. Çalıp söylemek çok zordur. Öğrenirlerse çok iyi olur.  Amatör korolarda görev almalılar. Usta sesleri doğru yorumlayanları dinlemeli. Çünkü kültür hazinemiz türküleri kötü söyleyen çok sanatçı var. Bu arada ünlü düşünür

 

Konfiçyus’un sözünü hatırladım. “Bir ulusu yıkmak istiyorsanız, o ulusun sazına bir tel ilave veya bir tel eksik koyun.” Bu söz şunu hatırlatıyor Türk kültür hazinemize sahip çıkmalıyız.

 

14-Derlemeleriniz var mı? Derleme konusunda bize bilgi verir misiniz?

Derleme yapmak için çok iyi müzik eğitimi almak lazım. Bütün yöreleri iyi bilmek lazım. Her müzisyen derlemeci olamaz.

Bilgi, birikim şart. Ben Balkan ve Rumeli konusunda sanırım birinci sıradayım. Şuan 347. Türküyü derleyip notaladım. Hedefim 1000. Her insandan derleme yapmak için kaynak kişi olmaz. O bölgenin kültürünü çok iyi yorumlayan amatör kişiler olmalı. Özellikle yaşlı nineler dedeler çok gezmediği için bilinmeyen otantik türküleri doğru söyleyebilirler.

Bulgaristan da kominist rejim döneminde 3 tane önemli tiyatro bulunmuştur. Razgrat tiyatrosu, Şumlu tiyatrosu ve Kırcali tiyatrosu. Burada çalışmış sanatçılarla tanışıp çok türkü derledim. Sofya radyosu Türkçe yayınlar bölümünde bu eserler hala yayınlanıyor. Bulgaristan demokratik rejime geçince seyahatler daha kolaylaştı. Bütün Balkanları kapsayan Balkandadır Sesimiz adlı TRT Müzik için belgesel çekiminde müzik danışmanı olarak görev aldım. 6 Balkan ülkesini gezdik. Yunanistan, Makedonya, Saray Bosna, Kosova, Romanya ve Bulgaristan. TRT Müzikte 6 bölüm olarak yayınlandı.

En son Karadağda konser verdim. Salon seyirciyle dolu Osman Paşa marşını söyledim. Seyirciye beni anlıyor musunuz dedim. Sessizlik, çıt yok. Ön sıralarda oturan büyük elçimiz Rüstem Avcı senin ölmeye mi niyetin var dedi. Seyircilerin çoğu sırp kökenli. Tabi komedi gibi gülüp geçmiştim. Bu arada unuttuğum konular; bir çok dernekte korolar yönettim.

İlk üye olduğum dernek Türk Folklor Kurumudur. Türk Folklor Kurumunun birçok konserlerinde sanatçı olarak bulundum.

İnegöl’de unutamayacağım birçok öğretmenim oldu. Yakın zamanda kaybettiğimiz değerli öğretmenlerim, Türkçe öğretmenim Numan Kartal, coğrafya öğretmenim Osman Tezcan,

Mehmet Kasap, Hikmet Eren daha birçok öğretmenimi yaşanlara Allah uzun ömür versin, kaybettiklerimize Allah rahmet eylesin.

İnegöl Belediyesi birçok etkinliğe Rüstem Avcı’yı davet etti konserler verdi.

İnegöl Belediyesi, İnegöl Müzesinde Rüstem Avcı’ya da yer verdi. Müzeyi gezerseniz Rüstem Avcı’nın fotoğrafını ve kısa hayatını görürsünüz.

Balkan Türkleri Derneği kurucu üyesiyim. Bütün Rumeli, Trakya, Balkan derneklerinin fahri üyesiyim. Hedefim çok güzel bir Rumeli korosu kurup yönetmek. Derlediğim Türküleri kitap halinde ve stüdyoda profesyonel kayıtlar yapmak. Bir de İnegöl Türküsü var.

 

Oylat banyosuna gidersin

Serin sularından içersin

Niçin yalnız gezersin

Gel benimle gez İnegöllüm.

 

Cerrahlı Hafız Yusuf Şengör yazmış.  Bu eseri Safiye Ayla 1935 yılında Atatürk’ün huzurunda söylemiştir. Sonra bu eser unutulmuş, kaybolmuş. 1975 yılından beri sözleri bende mevcuddu. Müziğini 2020 yılında buldum notaladım.  Bu güzel İnegöl türküsünü sponsor bulunursa profesyonel stüdyoda, profesyonel ekiple söyleyip klip çekmek istiyorum.  İnegöl’ü en güzel şekilde tanıtacak eserdir. Allah nasip ederse yapılacak çok iş var. Söylenecek çok türkümüz var.

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.