Mudanya Belediyesi’nden Myrleia raporuna itiraz
Myrleia Antik Kenti üzerine kurulan AVM ile ilgili dava sürecinde atanan yeni
bilirkişiler de, tarih talanına “uygun” raporu verirken bilimsel, kentsel ve arkeolojik
ilkelerin yok sayıldığı bilirkişi raporuna itiraz gecikmedi. Mudanya Belediyesi’nin de
bileşenleri arasında bulunduğu Myrleia Antik Kenti Platformu; yetkin, bilimsel yeterliği
olan akademik ünvanlı kişilerden oluşan yeni bir kurul tarafından keşif ve inceleme
yapılmasına karar verilmesini istedi.
Mudanya’nın ilk kurulduğu yer olan Myrleia antik kentinin üzerine alışveriş merkezi yapılmasına ilişkin görülen davada mahkemeye sunulan yeni bilirkişi raporu vicdanları bir kez daha yaraladı.Danıştay 14. Dairesi, Myrleia antik kenti üzerine yapılan AVM inşaatıyla ilgili süren dava için “bilirkişi raporuna” dayanarak verilen ret kararını, bilirkişi olarak atanan kişilerin görev alanlarının uyumsuzluğu nedeniyle bozmuştu. Bilirkişi heyeti içinde en az bir arkeolog ile mimar ya da inşaat mühendisinin olmamasını eleştirerek davanın yeniden görülmesi istenmişti. Bilirkişiler mahkemeye sundukları 15 Nisan 2019 tarihli raporda Myrleia üzerinde yapılan bütün çalışmaların kurul kararları doğrultusunda gerçekleştiği, ilgili kanuna ve ilke kararlarına uygun olduğu görüş ve kanaatine vardı. Mudanya Belediyesi’nin de bileşenleri arasında bulunduğu Myrleia Antik Kenti Platformu adına Bursa Barosu Çevre Komisyonu Başkanı, davacılar vekili Avukat Eralp Atabek skandal “bilirkişi” raporuna itirazda bulundu.
TARİHİ TALANA GEÇİT YOK
Danıştay bozma kararında yer alan ilke kararlarına uyumu incelenmesi gerektiği halde bilirkişilerin bu şartı ihlal ettiği gerekçesiyle 15 Mayıs 2019’da yapılan itirazdayetkin, bilimsel yeterliği olan akademik ünvanlı kişilerden oluşan yeni bir kurul tarafından keşif ve inceleme yapılmasına karar verilmesi istendi. Bilirkişi raporunda 658 Sayılı Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararı, 37 Sayılı Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararı’na aykırılık, bilimsel kazı yapılmadığı, kent arkeolojisine hizmet edilmediği, antik kent dokusuna zarar verildiğinin göz ardı edildiği gerekçeleri sıralandı.
Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, gerekli itirazların ve hukuki çalışmaların yapılacağını belirterek, “Yıllardır mücadele ediyoruz. Başka Mudanya yok. Myrleia için yasaların getirdiği ölçüde tüm haklarımızı kullanacağız, vazgeçmeyeceğiz. Mudanya’da tarihi talana geçit vermeyeceğiz. Kentini savunan bir başkan olarak, Mudanyalı bir vatandaş olarak kentimin değerinin yok olmasına asla izin vermeyeceğim. Myrleia insanlığa kazandırılacaktır” dedi.
İTİRAZDA ŞU İFADELERE YER VERİLDİ:
“Danıştay bozma kararı gereğince, iptali istenen kurul kararının itiraza konu olan “İlke Kararlarına” uygunluk bakımından ayrıntılı analiz edilmesi gereklidir. Yine sunulan bilirkişi raporunda, kurul kararlarında izin verilerek gerçekleştirilen yapılaşmanın, niteliği, miktarı ve özelliklerinin arkeolojik sit anlamında kent arkeolojisine kazandırılmasının yerinde olup olmadığı karşılaştırmalı olarak incelenmemiştir. Uygulama projesininonaylayan kurul kararı ile uygulanan projenin uyumu, davanın ana konusu değildir. Dava konusu işlemin hukuki ve bilimsel incelemesinde, 658 Sayılı Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararı’nda 3. Derece Arkeolojik Sit alanları, “koruma kullanma kararları doğrultusunda yeni düzenlemelere izin verilebilecek arkeolojik alanlar” dan olan dava konusu parseller hakkında, İlke Kararı’nın 3 numaralı başlığında sayılanlara göre inceleme yapılması gerektiğini bilirkişiler de anlamış olmalıdırlar.Bilirkişiler sıklıkla 37 Sayılı Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararı’ na
gönderme yaparak dava konusu AVM ile akaryakıt istasyonu inşaatı aklanmaya çalışılmıştır. Aslında başlığından da anlaşılacağı üzere bu ilke kararı öncelikle altyapı yetersizliğinin giderilmesi, yeni altyapı inşası, doğal afet sırasında ortaya çıkan veya varolan arkeolojik sitlerin etkilenimi konusunda düzenleme yapmıştır. Dava konusu AVM ile akaryakıt istasyonu altyapı niteliğinde değildir. Mutlaka burada olmaları gerekmemektedir. 18 ve 19 numaralı parsellere altyapı geçişi için zorunlu olarak müdahale edilmemiştir.Bunca arkeolojik buluntuya rağmen genel sondaja gidilmeyip, özellikle 19 parselde halen kullanılan market alanı ile sınırlı kalınması bilimselliğe aykırıdır. Dosyada bulunan kooordinat listesi de kısıtlı alanda çalışıldığını açıkça göstermektedir. Ayrıca, her iki parselde toplam 40 adet yapıldığı bildirilen sondaj kazısının sadece 1’er adedinde ana zemine inildiği yazılmıştır. Bunun anlamı, bilimsel olarak artık eser bulunması beklenmeyen ana zemine kadar inilmediği, yüzeysel sondajlarla karar verilmek istendiğidir. Böylece kazılması, araştırılması gereken yerler olduğu, sondajdan çıkanlar yanında yeni buluntulara da ulaşılacağı ihtimali ortadan kaldırılmış olmaktadır. O nedenle, sondajların devam ettirilip, genel/bilimsel kazıya gidilmemesi ve geniş alana yayılan eserler bulunma olasılığının güçlenmesini bertaraf etmek amaçlı davranan Müze ve Kurul yasaya aykırı olarak sondaj verilerini, sayılarını, büyüklüklerini kısıtlama gayretine girmiştir. Oysa, buluntulara göre, kazının genişletilmesi genel sondaj yapılması, bilimsel kazıya geçilmesi zorunludur.
Dava konusu yerde betondan dökülen kalın kiriş ve kolanlar yerleştirilerek plan veren mimariye ve antik kent dokusuna, genelde arkeolojik alana zarar verilmiştir.
Az sayıda yapıldığına ısrarla vurgu yaptığımız sondajların tüm parsellere yaygın yapılması durumunda ilke kararında yazılı tüm unsurlar tamamlanacaktır. Bundan, boyutlarına bakılmaksızın yerinde teşhir sonucuna varılması gerekmektedir. O nedenle tüm alana yayılacak bilimsel kazı yapılması kritik önemdedir. Halen, tamamlanmamış ama vazgeçilmesinde ısrar edilen bir bilimsel kazı sözkonusudur. Şu anki uzaktan, yüksekten düzenleme ise yerinde teşhir demek değildir. İtiraz olunan bilirkişi incelemesinin yapıldığı 04 Mart 2019’da tarafımızdan verilen ve konusu keşif incelemesinde bilirkişilerin cevap getirmesini beklediğimiz konularolan dilekçe bilirkişiler tarafından hiç dikkate alınmamıştır. Sadece naip hakim sorularının eksik olarak cevaplanması, ancak sözü edilen dilekçemiz ile Danıştay bozma gerekçeleri bakımından inceleme yapılmaması bu raporu sakatlamaktadır.
İptali istenen kurul kararının, Danıştay bozma kararında yer alanlar ile ilke kararlarına uyumu
incelemesi gerektiği halde bunu yapmayan bilirkişilerden, itiraz üzerine yeniden rapor alınmasının yararlı olmayacağını düşünmekteyiz. O yüzden yeniden yetkin, bilimsel yeterliği olan akademik ünvanlı kişilerden oluşan yeni bir kurul tarafından keşif ve inceleme yapılmasına karar verilmesini dileriz” denildi.