“Sigortaya bakış açısı mecburiyet ve zaruret noktasındadır”

31.10.2018
A+
A-

 

Demirağ Sigorta Genel Müdürü Ali Osman DEMİRAĞ

 

Sigortam var deyip

bir kenara çekilmeyin!

Sigorta oranlarının çok düşük olduğuna değinen Demirağ Sigorta Genel Müdürü Ali Osman Demirağ, ‘’Ülkemizde ki sigortalanabilirlik çok düşük fakat her geçen gün bu oran yükseliyor. Kişilerin başına bir hadise geldikten sonra biraz daha bilinçleniyor. İnsanlarımızda sigortaya bakış açısı böyle bir mecburiyet, zaruret gibi algılanıyor’’ dedi.

Günümüzde toplumsal dayanışmanın kurumsal olarak vücut bulmuş hali olan sigortacılık çeşitli risklere karşı hasarı alan bir güvence olarak sunuluyor. Bu havuza ne kadar çok insan dahil olursa risk o kadar paylaşılmış oluyor.  Peki ‘Ülkemiz ve Bursa sigortacılığın neresinde? Vatandaşın sigortaya yaklaşımı nasıl? Zorunlu sigorta dışında hangi sigortalar tercih ediliyor?’ merak ettiğimiz sorular arasında. Ülkemizdeki konut ve işyeri sigortalarının yeterli olmadığını belirten Demirağ Sigorta Genel Müdürü Ali Osman Demirağ ile sigortacılık ve sigortalanabilirlik üzerine konuştuk.  Konut ve işyeri sigortalarının yeterli düzeyde olmadığını ifade eden Genel Müdür Demirağ, “Kişilerin başına bir hadise geldikten sonra biraz daha bilinçleniyor. İnsanlarımızda sigortaya bakış açısı böyle bir mecburiyet, zaruret gibi algılanıyor ’’ dedi.

Nedir bu sigortalanabilirlik Ali Osman Bey?

Sigortalanabilirliğin inceliği şöyle, bir kere işletmenin sigorta poliçesi yapabilmesi için belli vasıfları taşıması gerekir. Yangın, hırsızlık, güvenlik önlemlerini almaması bir handikap, sigorta şirketleri zaten buna ters bakmakta. Aslında işletmenin bir anlamda kendini toparlamasına faydası oluyor. Sigorta yaptırıyor ama sigortası yokmuş gibi tüm önlemleri alması gerekir. Örneğin yangın ile alakalı sigorta yaptırıyorsa yangın dolabından tutunda duman algılama detektörlerine kadar sahip olması onu sigortalanabilir düzeye eriştirir. Daha sonrasında sigortam var deyip bir kenara çekilmemeli tabi.

 

KONUT VE İŞ YERİ SİGORTALARI YETERLİ DEĞİL

Peki ülkemizdeki sigorta oranları ne düzeyde?

Sigortalanabilirlik oranı ülkemizde maalesef çok düşük. Konut ve iş yeri sigortalarının oranı yeterli değil fakat her geçen gün bu oran yükseliyor. Kişilerin başına bir hadise geldikten sonra biraz daha insanlar bilinçleniyor. Sigortaya bakış açısı böyle bir mecburiyet, zaruret gibi algılanıyor insanlarımızda. Sektöründe sigortalanabilir oranın çoğaltılabilmesi için bir şeyler yapması lazım. Bilinçlendirme anlamında bazı faaliyetlerde bulunması lazım. Bağlı bulunduğumuz kuruluşlar, birlikler bu anlamda da maalesef zayıf kalmakta.

YANGIN İŞLETMENİN YANI SIRA
ÇEVREYEDE ZARAR VERİYOR

Çok üzücü bir olay geçenlerde gerçekleşti. İstanbul’da bir palet fabrikasında çıkan yangın 2 fabrikaya daha sıçradı. Sigortacı olarak bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Yangın olaylarına karşı iş yerlerine yangın sigortası zorunlu hale getirilebilir. Çünkü yangın olayı sadece işletmenin yanmasıyla kalmıyor çevreye de zarar veriyor. Bunun can kaybı zaten ayrı bir önem, mali boyutu ayrı bir boyut, çevresel boyutunda ise daha farklı yansımaları oluyor. İrili ufaklı bir sürü işletme var. Aslında temel var ama uygulama ilerletilirse çevreye verdiği zararlar bakımından mecburiyet getirilebilir.

YERLİ REASÜRÖRLER ARTMALI  

Sigorta sektörü büyük meblağların döndüğü bir sektör mü?

Sigortacılık hacim olarak da epey büyük bir yatırım sektörü. Bu büyüklüğü ile dikkate çarpıyor. Hatta büyüklüğü bakımından yerli reasürörlere ihtiyacımız var.

Reasürör nedir?

Reasürör, sigorta şirketlerini sigortalayan firmadır. Diyelim büyük bir firmaya çok büyük bir sigorta teminatı veriyorsunuz. Örneğin X sigorta, sigortalamadan önce reasüröre dönüyor. ‘Ben büyük ölçekli bir iş alıyorum. Bunu teminatını veriyorum, sen bunun kaçına girersin?’ Atıyorum yüzde 80’nini ben üzerimde tutarım diyor reasürör. Oranın teftişini yapıyor. Yangın önlemleri, güvenlik önlemleri, hırsızlıkla alakalı olanları… ‘Tamam ben bu işin yüzde 80 ini karşılıyorum’ diyor. Sigorta şirketi de yüzde 20’ine giriyor aslında. Bütün riski üstüne almıyor. Fakat reasürör dediğimiz sigorta şirketlerinin risklerini de sigortalayan yerli yapılar çok olmadığından mali kaynaklarımız yurtdışına akıyor. Bu işin yoğunluklu pazarı Londra’da dönüyor.Evet ülkemizde reasürör yok mu? Var, milli reasürörlerimiz var. Ama onlarda her işe bütçesi iyi olmadığı için yurt dışı reasürörler ile işe giriyor. Bu yüzden sigortacılık ülkemizde pek karlı bir iş değil.

Yılsonu hedefleriniz nedir?

Kaleyi korunmak. Var olanı koruyup zararsız bir şekilde seneyi atlatmak. Sektör sekizinci ve dokuzuncu aya kadar çok güzeldi, karlı gitti. Gerçekleşen devalüasyondan sonra ciddi bir düşüşteyiz. İnşallah dokuzuncu aya kadar olan kazancımız dokuzuncu aydan sonra zararımız ile bütünleşmez. Mevcut yapıyı korumak adına bir çabamız var. On ikinci aydan sonrasını göremiyoruz. Önceden 3 yıllık planlar yapardık. Şimdi 1 aylık planlar yapamıyoruz. Bir bakmışsın dolar fırlamış, tavan yapmış, faizler tavan yapmış, bir bakmışsın faizler düşmüş.

SİGORTA ŞİRKETİNİN ÖDEMEME GİBİ BİR LÜKSÜ YOK

Bursa genelinde en çok hangi sigorta talepleri ile karşı karşıyasınız?

Talepleri bireysel ve kurumsal olarak ikiye ayırmak lazım. Bireysellerde otomobil, kurumsallarda yangın öne çıkıyor. Tarım alanında da tarım sigortaları. Bursa sigorta piyasası için büyük bir pazar. Dağıtım kanalları yeterli olmamış gibi İstanbul’dan gelen brokerler (aracılar) sigorta yapıyorlar. Buda Bursa’daki sigorta aracılarının tecrübeli ve bilinçli olmamasından kaynaklı. Örnek X bir işletmeye gidiyorsunuz riski doğru analiz etmiyor. Klasik bir yangın poliçesi yapıyor. İşletmede ufak bir istisnai durumda olabiliyor. Ee  sigorta şirketi ödemiyor. Sigorta şirketinin ödemem gibi bir lüksü yok. Doğru poliçe yapılırsa sigorta şirketi mecburen ödemek zorunda. İşte bu poliçeyi yapan, satan arkadaşın doğru poliçe yapması lazım. Bizim işletmelerimizde oluşan bir hasarı ödememe lüksümüz yok. Çünkü kendi içimizde bir risk analiz merkezimiz var. İşletmeyi kendimiz geziyoruz. Oluşabilecek tüm riskleri değerlendiriyoruz. İşletmeyi kendimizin işletmesiymiş gibi benimsiyoruz.

Aklınıza yatmayan işletmeler oluyor mu?

Bazı işletmelere diyoruz, atıyorum plastik fabrikası, kağıt, karton, mukavva fabrikaları, tekstil ürünleri riskli olan işletmeler. Gittiğiniz taktir de işte diyoruz ki şu şu önlemlerin alınması lazım. Eğer bu önlemleri almıyorsa zaten bizde yapmıyoruz. Ama işletmenin moralitesi iyidir. Güvenlik önlemleri iyidir. Ama sigorta zihniyeti yoktur. Onların da peşinden koşuyoruz. Buralar sigortalanabilinir. Buranın sigortası olması lazım diyoruz. İnsanlar varını yoğunu bu işletmeye döküyorlar. 20 senelik, 50 senelik işletmeler olabiliyor. Türkiye’nin durumu ortada zaten sadece bu yangınla alakalı değil. Doğal afetlerle de bunlar olablir. Hava şartları bunla alakalı iyi gitmiyor. Yaz kış, kış yaz olabiliyor. Bir anda fırtınadan dolayı depremden dolayı bir anda gidebiliyor.

ÇOK SEVDİĞİ TAVUĞUNU SİGORTALATMAK İSTİYOR

Size gelen en ilginç kasko ve sigorta talepleri nedir?

Mesela, çok özel bir köpeği var çalınmaya karşı teminat isteyenler olabiliyor. Çok sevdiği tavuğu var, tavuğunu sigortalatmak isteyen olabiliyor. Öyle talepler tabi ki geliyor ama biz öyle talepleri kale almıyoruz. Gülerek geçiyoruz. (Gülüyor)

KAZALARIN YÜZDE 96’SI İNSAN HATASI

Kaza oranlarının düşmesi için sosyal sorumluluk projeniz vardı? Biraz bundan bahseder misiniz?

Bilindiği üzere trafik kazalarının %96 gibi büyük bir oranı insan hatalarından meydana geliyor. Dolayısıyla insanın eğitimi kazaların önlenebilmesine hiç şüphesiz en büyük etken. “Bugünün çocukları yarının şoförleridir” düşüncesinden yola çıkarak Bursa Emniyet Müdürlüğü ile ortaklaşa “Trafik Boyama Kitabı” bastırdık ve Bursa’daki tüm ana okullarına ücretsiz dağıttık. Tabi devam ettirilmesi lazım bu tarz sorumluluk projelerinin.

 

ELMA İLE ELMAYI KIYASLAMAK LAZIM

Sizi ön plana çıkaran nedir?

Şöyle durumlarla karşılaşıyoruz. Bizim verdiğimiz fiyat ile başkasının verdiği fiyat arasında diyelim ki farklılık çıkıyor. Bunu sürekli yaşıyorum da onun için anlatmak istiyorum. Müşteri o poliçeyi alıyor ucuz olduğu için. Yani elma ile elmayı kıyaslamak lazım. Müşteriye bunu ne kadar anlatsak da sigorta bedelinin doğru girilmesi, teminatların doğru verilmesi, şartların doğru değerlendirilmesi lazım. Tabi haliyle elmayla elmayı kıyasladığı taktirde benim verdiğim fiyatın ve onun verdiği fiyatın aynı olması lazım. Ama bazı şahıslar firmalar biz bunları görüyoruz uygun poliçe alıyor ertesi sene koşarak kendisi geliyor. Mağduriyet yaşamış; ‘Şunu koymamış, şu teminat eksikmiş, bunu dahil etmemiş, şu kadar zarar ettim’ gibisinden. Bizi ön plana çıkaran sebeplerden bir tanesi de bu. Ucuza satmak değil işini doğru yapmak bizi diğerlerinden farklı kılan özelliğimiz.

 

Demirağ Sigorta kimdir?

Demirağ Sigorta, trafik takip işlerinden de gelen tecrübesi ile 2005 yılından itibaren faaliyet gösteriyor. Axa Sigorta acenteliği ile başlayan serüvenini 2008 yılında Güneş Sigorta, 2010 yılında Dubai Group Sigorta ve 2011 yılında ise Groupama Sigorta, 2012 yılında Anadolu Sigorta, 2013 yılında Allianz Sigorta, Eureko Sigorta, Sompo JAPAN Sigorta ve AVIVA Sigorta ile artarak devam etti. Trafik, kasko sigortaları yanında özellikle son yıllarda Tarım, Sağlık ve Hayat branşlarında da poliçe sayısındaki artış ile Bursa’nın sigorta sektöründeki sayılı acenteleri arasına girmeyi başarmış olup, muhtelif ödüllere de layık görüldü. Merkez şubesi dışında Yıldırım, Nilüfer, Gemlik ve Kocaeli olmak üzere 5 şube ile Bursa’ya ve bölgesine hizmet vermeyi sürdürüyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.